Berlin, tarih sahnesinde önemli olaylara tanıklık etmiş, içinde çok sayıda acı barındıran bir şehir. II. Dünya Savaşı’nın ardından harabeye dönmüş, utanç duvarı ile ikiye bölünmüş ve adeta küllerinden yeniden doğarak bugün Avrupa’nın önde gelen şehirlerinden biri olmayı başarmış. Berlin’e ilk kez geliyorsanız Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi etkileyici mimari yapılar görmeyi beklemeyin, çünkü şehrin büyük bir bölümü hem savaşta hem de Komünist yapılanma döneminde zarar görmüş.
Spree Nehri’nin ikiye ayırdığı Berlin müze gezmeyi sevenler için muhteşem bir şehir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Müzeler Adası (Museumsinsel) ile birlikte 150’yi aşkın müzeye ev sahipliği yapıyor. İnanılmaz bir rakam değil mi? Şehrin farklı yüzlerini keşfetmeye imkan sunan mahalleleri, yemyeşil parkları ve zengin alışveriş seçenekleri ile Berlin’i gezerken çok keyif aldık. Bizim Berlin’e ilk gidişimizdi ve 5 gün boyunca şehri dolu dolu gezdik:) Siz de yakın zamanda Berlin gezisi planlıyorsanız işinize yarayacak tüm bilgileri “Berlin gezilecek yerler” yazımda bulabilirsiniz. Instagram hesabımda (@seyahatimgeldi) Berlin gezimizin tüm detaylarını paylaştım, öne çıkan hikayelere ve postlara göz atmayı unutmayın:)
1-Brandenburg Kapısı (Brandenburg Tor)
Yazının İçindekiler
Berlin gezilecek yerler listemize şehrin simge yapısı Brandenburg Kapısı ile başlıyoruz. 1791 yılından günümüze gelen devasa şehir kapısı 12 sütun, 6 giriş-çıkış kapısına sahip. İnşa edildiği zamanda ortadaki yol sadece kraliyet ailesine aitken, vatandaşlar ise sadece dıştaki iki kapıyı kullanabiliyormuş.
Brandenburg Kapısı’nın üzerinde Quadriga adı verilen ve dört at tarafından çekilen araba dikkatinizi çekebilir. 1806 yılında Napolyon Prusya’yı yenip zafer kazanınca Quadriga’yı yerinden söktürüp Fransa’ya götürmüş. 1814 yılında Almanlar tarafından geri alınmış ve üzerindeki zeytin dalı çelengi demir haçla değiştirilmiş.
Yakın tarihte Doğu-Batı Almanya arasındaki bölünmenin sembolü olan Brandenburg Kapısı 1961 yılında Berlin Duvarı inşa edilince yasak bölgenin tam ortasında kalmış. Böylece ne Doğu ne Batı Berlinliler tarafından ziyaret edilemediği için 30 yılı aşkın süre boyunca adeta terk edilmiş. 1989 yılında Berlin Duvarı yıkılınca kapı birleşmenin de sembolü olmuş. Brandenburg Kapısı’nı fırsatınız varsa akşam da görmenizi öneririm, ışıklandırmalarla oldukça etkileyici görünüyor. Fotoğraf tutkunlarının dikkatine:)
Brandenburg Kapısı’na U5 metro hattında bulunan Brandenburg Tor durağında inerek ulaşabilirsiniz.
2-Holokost Anıtı (Holocaust-Mahnmal)
Brandenburg Kapısı’na yürüyerek beş dakika uzaklıkta Holokost Anıtı ya da bilinen diğer ismiyle Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı’na gidiyoruz. Burası 2005 yılında şehrin göbeğinde inşa edilmiş devasa beton bloklardan oluşan bir anıt mezar. Nazi katliamında hayatını kaybeden Yahudilerin anısına inşa edilen Holokost Anıtı 19 bin metrekarelik bir alana yayılan 2711 beton stelden inşa edilmiş.
Stellerin hepsi farklı yükseklikte, labirent gibi aralarında gezerken kendinizi hapsolmuş gibi hissediyorsunuz. Tam da yapılış amacına hizmet eder şekilde huzursuz ve rahatsız edici bir atmosfere sahip.
3-Parlamento Binası (Reichstag)
Berlin’de ücretsiz gezebileceğiniz farklı bir yer önerisi var sırada. Brandenburg Kapısı’nın yanı başında yer alan Alman Federal Meclis’in yer aldığı binanın cam kubbesi ziyaretçilere açık ve giriş ücretsiz. Ancak içeriye girmek için resmi siteden önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. (bknz: Reichstag rezervasyon)
Rezervasyon yaptırırken kaç kişi gitmek istediğiniz, ziyaret etmek istediğiniz tarihle birlikte size 3 farklı saat dilimi seçme olanağı sunuluyor. Sonrasında isim-soy isim-doğum tarihi gibi bilgileri girerek rezervasyonunuzu tamamlıyorsunuz. Mail adresinize gönderilen davetiyenin ister çıktısını alın, isterseniz ekran görüntüsünü. Çünkü Meclis Binası’nı ziyaret etmek istediğiniz gün ziyaretçi girişinde ilk olarak sizden bu davetiyeyi göstermeniz isteniyor. Ayrıca yanınıza mutlaka pasaportunuzu bulundurmalısınız, kimlik bilgilerinizi de kontrol ediyorlar.
Reichstag’a girişte güvenlik oldukça sıkı, tıpkı havalimanına girer gibi kemer vb aksesuarları çıkarıp X-Ray’den geçiyorsunuz. Sonrasında saat gelince gruplar halinde sizi Cam Kubbe’ye götürüyorlar. Girişte dilerseniz sesli anlatım cihazı alabiliyorsunuz. Cam Kubbe 360 derece Berlin manzarası sunduğu için gezmesi oldukça keyifli, hem de ücretsiz olduğu için tavsiye ederim:)
Reichstag Ziyaret Saatleri
Reichstag binasının cam kubbesi haftanın her günü 08.00-00.00 saatleri arasında ziyarete açık. (Son giriş 21.45) Girişler her çeyrek saatte bir yapılıyor.
4-Berlin Gezilecek Yerler: Checkpoint Charlie
Soğuk Savaş döneminde Doğu ve Batı Berlin arasındaki üç geçiş noktasından biri olan Checkpoint Charlie günümüzde şehrin en popüler Instagram fotoğraf noktalarından birine dönüşmüş durumda. İsmi Nato fonetik alfabesinden (Alpha, Bravo, Charlie) gelen geçiş noktasında Amerikan ve Sovyet askerleri karşılıklı nöbet tutmuşlar. Doğu Bloku’nun dağılması ve Almanya’nın yeniden birleşmesinin ardından Checkpoint Charlie’deki Amerikan nöbetçi kulübesi turistik bir yer olarak ziyarete açılmış.
Checkpoint Charlie’nin biraz ilerisinde ücretsiz gezebileceğiniz Terörün Topoğrafyası (Topographie des Terrors) isimli Nazi Almanyası’ndan kalma açık hava müzesi var. Burada Berlin Duvarı’nın 200 metrelik bir parçasını da görmeniz mümkün.
Checkpoint Charlie konum olarak ünlü alışveriş caddesi Friedrichstrasse’de yer alıyor. U Bahn ile ulaşmak isterseniz U6 metro hattının Kochstrasse/Checkpoint Charlie durağında inebilirsiniz.
5-Berlin Duvarı (East Side Gallery)
Berlin gezilecek yerler listemize şehrin tarihine damga vuran yerlerden biriyle devam ediyoruz: Berlin Duvarı. Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya’ya kaçmalarını önlemek amacıyla 1961 yılında Sovyetler Birliği’nin kararıyla yapımına başlanan duvar 46 km uzunluğundaydı. 3.5 metreyi geçen uzunluğu ile aşmanın imkansız olduğu duvar çevresi çelik kapanlar ve mayınlarla doldurulmuştu.
Gözetleme kuleleri ve polislerle çevrili duvardan kaçmak isteyenler ya öldürülüyor ya da en ağır şekilde cezalandırılıyorlardı. Aileleri, sevdikleri duvarın öbür yakasında kalanların yaşadığı çaresizlik ve acılar tamı tamına 28 yıl sürdü.
9 Kasım 1989’da Doğu Almanya ile Batı Almanya arasındaki sınırların açılma kararı ile birlikte Berlin Duvarı’nın yıkımına başlandı. 1.3 kilometrelik kısmı ise geçmişin acı hatırasını yaşatmak amacıyla East Side Gallery ismi verilerek dünyanın en büyük açık hava sanat galerisine dönüştürüldü. 21 ülkeden 118 sanatçı East Side Gallery’e birbirinden farklı duvar resimleri çizerek Berlin’in en popüler gezi noktalarından biri haline geldi.
Berlin Duvarı’nı gezerken herkesin fotoğraf çekmek için kuyruk olduğu “Sosyalist Kardeşlik Öpücüğü” (Fraternal Kiss) dikkatinizi mutlaka çekecek. İkon haline gelen duvar resminde Sovyet lider Leonid Brejnev ile Doğu Alman lider Erich Honecker’in öpüştüğünü görüyoruz. Doğu Almanya’nın kuruluşunun 30. yıl kutlamasında iki liderin öpüşerek poz vermesi sosyalist ülkelerin devlet adamları arasında özel bir selamlaşma biçimini ifade ediyormuş.
Berlin Duvarı’na nasıl gidilir diyenler S9 Ostbahnhof durağında inip ya da U1-U3 metrosunun Warschauerstrasse durağında inip kısa bir yürüyüşle ulaşabilirler.
6-Berlin Müzeleri: Müzeler Adası (Museumsinsel)
Kültür-sanat tutkunuysanız Berlin’e geldiğinizde görmeniz gereken başlıca yerlerden biri de Müzeler Adası. Prusya hükümdarları döneminden kalma dünyaca ünlü beş müze binası ve bir galeri ile birlikte 1999 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmeyi başaran nefis bir gezi noktası burası.
Müzeler Adası’nda:
- Altes Museum (Eski Müze)
- Neus Museum (Yeni Müze)
- Alte Nationalgalerie (Eski Ulusal Galeri)
- Bode Museum
- Pergamon Museum (Bergama Müzesi)
- James Simon Gallery bulunuyor.
Biz yukarıdaki müzelerden sadece Altes Museum ve Alte Nationalgalerie’yi ziyaret ettik. Aslında en çok görmek istediğimiz müze Pergamon idi. Ancak Türkiye’den kaçırılan dev Zeus Tapınağı’nın da sergilendiği Pergamon (Bergama) Müzesi geniş çaplı restorasyona girdiği için 2037 yılına dek kapalı. 13 yıl boyunca nasıl bir tadilat yapılacağını merak ettim açıkçası!
Altes Museum 1830 yılında Müzeler Adası’nda inşa edilen ilk müze binası. Antik Yunan sanatının yanı sıra Roma İmparatorluğu’ndan heykeller, mücevherler, sikkeler sergileniyor. Ancak Müzeler Adası’nda tek bir müzeyi gezecek kadar zamanınız varsa tercihinizi Alte Nationalgalerie’den yana kullanmanızı öneririm.
Klasisizm’den Erken Modern Çağ’a ait resim ve heykellere ev sahipliği yapan Alte Nationalgalerie’de ünlü Alman ressamların yanı sıra Monet, Renoir, Van Gogh, Cezanne, Manet gibi dünyaca ünlü ressamların eserlerini yakından görme şansı bulabilirsiniz. Müzenin giriş katında ise Türk resim sanatının değerli isimlerinden Osman Hamdi Bey’in Ab-ı Hayat isimli tablosu sizi karşılıyor. Rodin’in “Düşünen Adam” heykeli de müzenin başyapıtları arasında.
Müzeler Adası ile İlgili Bilmeniz Gereken Önemli Bilgiler
- Müzeler Adası’ndaki müzelerin tamamı pazartesi günleri ziyarete kapalı.
- Her ayın ilk pazar günü Berlin’deki müzelerin birçoğunu ücretsiz gezebilirsiniz.
- Biz Berlin’deki 30’dan fazla müzede geçerli olan Museum Pass aldık. 3 gün geçerli olan Museum Pass’in fiyatı 32 euro.
- Sadece Müzeler Adası’nda geçerli bir günlük biletin fiyatı 24 euro. Müzeler Adası’nda geçerli bir günlük bilet almak için tıklayın.
- 72 saatlik Berlin Welcome Card+Müzeler Adası bileti almak isterseniz 57 euro ücret ödeyerek hem 72 saat boyunca toplu taşımadan bedava yararlanabilir hem de Müzeler Adası’nı gezebilirsiniz. Berlin Welcome Card+Müzeler Adası bileti almak için tıklayın.
Müzeler Adası’nda sadece bir ya da iki müze gezmeyi planlıyorsanız buradan gezmek istediğiniz müzeyi ve gitmek istediğiniz saati seçip önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Museumpass ya da Berlin Welcome Card sahibiyseniz rezervasyonsuz giriş hakkına sahip oluyorsunuz.
Müzeler Adası Ziyaret Saatleri:
Salı-Pazar: 10.00-18.00
Müzeler Adası’na U5 metro hattının Museumsinsel durağında inerek ulaşabilirsiniz.
7-Berlin Katedrali (Berliner Dom)
Müzeler Adası’na geldiğinizde 1700’lü yıllardan günümüze uzanan tarihiyle şehrin sembol yapılarından biri olan Berlin Katedrali’ni görebilirsiniz. Her ne kadar katedral dense de içinde psikopos yaşamadığı için burası gerçek anlamda bir katedral değil. 1700’lü yıllarda barok tarzda inşa edilen yapı 1894 yılında yıkılarak yeniden yapılmış. İkinci Dünya Savaşı’nda ağır hasar alan Berlin Katedrali’nin restorasyonu 2003 yılında tamamlanabilmiş.
Berlin Katedrali’ne giriş ücretli, eğer ziyaret etmek isterseniz nakit para geçerli değil sadece kredi kartı ile ödeme kabul ediyorlar. Katedral ziyareti için aldığınız biletle 360 derece panoramik Berlin manzarası sunan kubbeye de çıkabilirsiniz. İçeride asansörün bulunmadığını hatırlatayım, 270 basamak sizi bekliyor:)
Berlin Katedrali Bilet Ücreti:
- Tam: 10 euro
- İndirimli: 7.5 euro
- Berlin Welcome Card: 7 euro
Berlin Katedrali Ziyaret Saatleri:
- Pazartesi-Cuma: 09.00-18.00
- Cumartesi: 09.00-17.00
- Pazar: 12.00-17.00
8-Nikolaiviertel
Berlin sokaklarını gezerken diğer Avrupa şehirlerindeki gibi göz alıcı tarihi evlerle karşılaşmanız mümkün değil. İkinci Dünya Savaşı’nda en ağır hasarı alan şehirlerin başında Berlin geliyor. Neredeyse tamamı yıkılan Berlin’de eski şehir (old town) kavramından söz etmek zor olsa da Nikolaiviertel tüm cazibesiyle şehrin en eski bölgesi olarak biliniyor.
Dar sokakları, renkli tarihi evleri ile Berlin’in geri kalanından çok farklı bir doku var burada. Publar, kafe ve restoranlarla çevrili bölge oldukça küçük, gezmesi en fazla 15 dakika sürüyor ama Berlin’e gelmişken Ortaçağ görünümlü Nikolaiviertel’i mutlaka görmenizi öneririm. Nikolaiviertel Spree Nehri kenarında, Berlin Katedrali ve Rathaus’a çok yakın mesafede.
9-Alexanderplatz
Alexanderplatz’i Berlin’in Taksim’i olarak adlandırabilirim. Mağazalar, restoranlar, avmler ile şehrin en yoğun bölgesi burası. Geniş bir meydan ve her daim hareketli. Doğu Almanya döneminde inşa edilen meşhur televizyon kulesi Fernsehtrum da Alexanderplatz’te yer alıyor. 368 metre uzunluğuyla Berlin’in birçok bölgesinden görebileceğiniz Fernsehtrum günümüzde milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan ikonik bir yapıya dönüşmüş durumda. Seyir terasına çıkarak 360 derece Berlin manzarasını izleyebilir, restoranda manzaraya karşı kahvaltı yapabilir ya da akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Alexanderplatz’e U2, U5 ve U8 metro hattının Alexanderplatz durağında inerek ulaşabilirsiniz.
10-Kreuzberg
Sıra geldi Berlin’deki Küçük İstanbul’u keşfetmeye:) Kreuzberg Berlin’de Türk nüfusunun en yoğun olduğu semt. Peki burası nasıl Türk Gettosu haline geldi, kısaca bilgi vermek istiyorum. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce ağırlıklı olarak Yahudi nüfüsuna ev sahipliği yapan Kreuzberg semti savaşın başlaması, Yahudilerin kamplara gönderilmesiyle boşaltıldı ve büyük bölümü kullanılamaz hale geldi.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ağır hasar alan ve yıkıma uğrayan Almanya’nın yeniden güç kazanmaya başlaması için insan gücüne ihtiyacı vardı. 1961 yılında Türkiye ile Almanya arasında imzalanan “Misafir İşçi” anlaşması ile Türklerin “acı vatan” yolculuğu başlamış oldu. Berlin’e gelen Türk işçilerin amacı belirli bir süre çalışıp para biriktirip Türkiye’ye geri dönmekti. İşçiler aileleriyle birlikte Berlin Duvarı’nın dibinde olduğu için kimsenin yaşamak istemediği Kreuzberg’e yerleştirildi. Yıllar geçtikçe semtteki Türk nüfusun sayısı giderek arttı.
1991’de Berlin Duvarı’nın yıkılması, Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesiyle Kreuzberg şehrin adeta göbeğinde kaldı, kimsenin yerleşmek istemediği semt bir anda Berlin’in en merkezi noktasına dönüştü. Geçen 63 yılda Türkler kendilerine bu semtte Küçük İstanbul’u yarattılar. Semtin girişinde sizi karşılayan Kreuzberg Merkezi yazısı ile birlikte burada görebileceğiniz neredeyse tüm tabelalar Türkçe. Balıkçı, kuruyemişçi, pastane, manav, restoran, bakkal… Gezerken asla yabancılık çekmeyeceğiniz bir yer Kreuzberg.
Günümüzde Türklerin yanı sıra çok sayıda göçmen nüfusa da ev sahipliği yapan Kreuzberg’e akşam geç saatlerde gitmemenizi öneririm. Kreuzberg’e en kolay U1, U8, U3 metro hattını kullanıp Kotbussertor durağında inerek ulaşabilirsiniz.
11-Berlin Yahudi Müzesi (Jüdisches Museum Berlin)
Berlin’de ücretsiz gezebileceğiniz, soykırıma uğrayan Yahudilerin anısına inşa edilen ve farklı tasarımıyla dikkat çeken bir müze Yahudi Müzesi. Aslında burası bir müzeden daha çok his ve duyulara hitap eden deneyim merkezi. Müzenin tasarımcısı Libeskind toplumdan ayrıştırılan, dışlanan ve yok edilen Yahudilerin yaşadıklarını müzenin tasarımı ile bizlere aktarmaya çalışmış.
Berlin Yahudi Müzesi’ni detaylı gezmek için en az iki saatinizi ayırmanızı öneririm. Metro ile müzeye ulaşmak için U1, U3, U6 metro hattının Hallesches Tor ya da Kochstraße duraklarında inip biraz yürümeniz gerekiyor.
Berlin Yahudi Müzesi Ziyaret Bilgileri:
Berlin Yahudi Müzesi Giriş Ücreti: Gişeden ücretsiz biletinizi alabilirsiniz.
Ziyaret Saatleri: 10.00-18.00
12-Ku’damm (Kurfürstendamm)
Berlin’de fazladan vaktiniz varsa 3.5 kilometre uzunluğu ile şehrin en popüler alışveriş bulvarı Kurfürstendamm ya da bilinen ismiyle Ku’damm’ı listenize eklemenizi öneririm. Berlin’in meşhur alışveriş merkezi KaDeWe başta olmak üzere Primark, Urban Outfitters, H&M, Douglas ve daha onlarca farklı mağazaya ev sahipliği yapıyor. Berlin’de nerede alışveriş yapılır diyorsanız ilk olarak Ku’damm’a gidin derim.
Ku’damm’ı gezerken dikkatinizi çekecek yapılardan biri Yıkık Kilise. (Kaiser Wilhem Gedächtniskirche) 1895 yılında inşa edilen kilise Berlin’e yapılan hava saldırıları sonucu adeta harabeye dönmüş. 1961 yılında kilise yenilense de kulesi savaşın acı bir hatırası olarak yıkık şekilde bırakılmış. Kiliseyi 09.00-19.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.
Ku’damm’a U1 ya da U9 metro hattındaki Kurfürstendamm durağında inerek ulaşabilirsiniz.
Kısa Kısa Berlin Gezi Notları
- Biz Berlin’e Ocak’ta gittiğimiz için Tiergarten’e uğramadık ama burası şehrin en geniş parkı. Eğer bahar ya da yaz aylarında gidiyorsanız Tiergarten’de yeşillikler içinde vakit geçirmek pek keyifli olur.
- Unter den Linden Caddesi ve onu kesen Friedrichstraße Berlin’de hem alışveriş yapıp hem hoşça zaman geçirebileceğiniz yerler.
- Pazar günü Berlin’deyseniz mağazalar ve restoranların büyük bir bölümü maalesef kapalı. Sabah erken saatlerde kurulmaya başlayan Mauerpark İkinci El Pazarı’nı gezmek pazar günü Berlin’de olanlar için keyifli bir aktivite olabilir.
- Fazladan vaktiniz varsa Berlin’in en büyük sarayı Charlottenburg Sarayı’nı ziyaret edebilirsiniz. Pazartesi hariç diğer günler 10.00-16.30 saatleri arasında açık, biletinizi buradan satın alabilirsiniz.
- Berlin’e yakın nereyi gezebilirim diyorsanız ve seyahatiniz ilkbahar ya da yazınsa Spreewald ile Müggelse’yi listenize ekleyebilirsiniz. Potsdam, Magdeburg Berlin’e ortalama bir saat uzaklıktaki şehirler, ayrıca Dresen, Hannover ve Hamburg da Berlin’e birkaç saat uzaklıkta.
Berlin seyahat planınız varsa bu yazılarımı da okumanızı öneririm:
Berlin’in kısa ve öz en güzel tanıtımlarından olmuş.Teşekkürler..