İstanbul’a ilk kez gelen birini nereye götürürsünüz? Tarihi Yarımada, Galata ya da Boğaz çevresi ilk akla gelen yerler belki ama Adalar tüm güzelliği ile bambaşka bir İstanbul deneyimi sunar ziyaretçilerine.
Adalar denince ilk akla gelense çoğunlukla Büyükada’dır. Hayranlık uyandıran zarif köşkleri, yeşil ve mavinin buluştuğu ıssız sokakları, tarihi kilise ve manastırlarıyla Büyükada İstanbul’un yanı başındaki uğrak noktalardan biri.
Daha önce Büyükada ile yollarımız pek çok kez kesişti ama hepsinde günübirlikti ziyaretlerim. Bu seferki gidişimde konaklamalı olacak şekilde bir ada planı yaptım. Meğer Büyükada’nın ne güzel köşeleri varmış… Adayı saatlere sığdırmaya çalışmadan, son vapur saatine yetişmek için acele etmeden gezince tatilin keyfi bir başka oluyormuş.
Büyükada son yıllarda ziyaretçilerin hafızasında güzel anılar bırakmaya izin vermiyordu maalesef. Atlara yapılan işkencelerle birlikte sokaklardaki at pislikleri ve yazın daha da artan dayanılmaz koku Büyükada’dan pek çok kişiyi uzaklaştırdı. Üstüne Arap akını da eklenince Büyükada özellikle yaz aylarında çekilmez oluyordu.
Ben de sırf bu nedenlerle üç yıldır Büyükada’ya gelmiyordum, konaklamalı bir tatil ayarlarken hala tereddütlerim vardı. Ama bu gidişimde bambaşka bir ada görüntüsü ile karşılaştım, iki günlük tatilde bir haftalık dinlenmişim gibi enerji topladım.
Büyükada’ya gelmekte tereddüt edenler için birkaç güncel bilgi notu paylaşmak istiyorum. Haziran 2020 itibarıyla Büyükada’da faytonlar kaldırıldı. Saatlerce sıcak havada çalıştırılan atlar hem zayıflıyor hem de türlü işkencelere maruz kalıyordu. Ne yazık ki birçoğu da hayatını kaybediyordu.
Ağustos 2020 itibarıyla Büyükada’da toplu ulaşım için 13 kişilik elektrikli araçlar kullanıma alındı. Ayrıca 4 kişilik elektrikli taksiler de adanın herhangi bir noktasına gitmek isteyenler için hizmet sunuyor.
Büyükada Konaklama İzlenimleri
Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada’yı keşfetmeyi bir güne sığdırmanız imkansız. Adayı tam anlamıyla gezmek isterseniz en az bir gece konaklamanızı öneririm. Sadece gezmek için değil, İstanbul’un stresinden uzaklaşıp sevdiklerinizle birlikte birkaç gün kafa dinlemek, temiz havaya doymak için de Büyükada ideal bir seçenek.
Bostancı’dan yarım saatlik vapurla ulaşılabilir olması da -özellikle salgın döneminde İstanbul’dan uzaklaşmak istemeyenler için- tercih edilesi. Büyükada konaklama seçenekleri açısından oldukça zengin, adanın farklı noktalarında çok sayıda otel ve pansiyon mevcut.
Büyükada’da nerede kalınır diye araştırırken en önemli kriterim otelin sakin bir konumda bulunması ama iskeleye de yürüyüş mesafesinde olmasıydı. Köşk Orman Otel tam da istediğim özelliklere sahip görünüyordu, otelin işletmecisi Özdemir Bey’e mesaj attım ve istediğim tarihlerde odalarının müsaitliğini sordum. Birkaç saat içerisinde hemen cevap attı ve otelin müsait olduğunu iletti. Rezervasyonu tamamladım ve heyecan içinde gideceğimiz günü beklemeye başladım.
22 Temmuz günü Bostancı’dan vapura binerek 30 dakikada Büyükada’ya ulaştık. İskeleden indikten sonra telefonun navigasyonunu açarak otelin ismini girdik ve yönlendirmeleri takip ederek oteli bulmaya çalışıyorduk ki Özdemir Bey elektrikli aracıyla marketten dönerken bizi gördü, otele geldiğimizi anlayarak seslendi ve araçla kısa mesafe de olsa otele getirdi.
Kadıyoran Caddesi’nden otele gelene kadar az bir yokuş ve merdiven var ama adanın inişli çıkışlı yolları meşhur. Ben otelde kaldığım iki gün boyunca gün içerisinde en az iki-üç defa otele gidip geldim, yaz sıcağı olmasına rağmen yorulmadım. Otele adım attığınızda öyle güzel bir manzara karşılıyor ki sizi tüm yorgunluğunuzu unutuyorsunuz zaten.
Büyükada’da Nerede Kalınır?: Köşk Orman Otel
Köşk Orman Otel Büyükada’da çam ormanlarının içerisinde 115 yıllık tarihi bir ahşap köşk. Otelin en çok konumunu sevdim. Hem merkeze yürüyerek ulaşabileceğiniz yakınlıkta hem de bir o kadar sakin, vapur iskelesi çevresinde de oteller var ama aynı sakinliği yakalamak imkansız.
İki katlı otelin küçük bir de havuzu var, isterseniz girebiliyorsunuz. Ben pandemi nedeniyle girmeye çekindim ama Büyükada turu yaptıktan sonra havuz kenarında dinlenmeyi ihmal etmedim. 🙂
Köşk Orman Büyükada’nın giriş katında üç, üst katta ise iki odası var. Odalardan biri deluxe olarak geçiyor, içerisi adeta 2+1 ev genişliğinde, bahçesi tamamen ormana açılıyor. Salıncakta oturup deniz manzarasını seyredebiliyorsunuz. Daha çok kalabalık gruplar ya da yeni evliler tercih ediyormuş deluxe odayı.
Biz üst kattaki deniz manzaralı odada kaldık. Sabah kuş sesleri ve uzaktan gelen vapur sesleri birbirine karışırken camı açtığımızda çam ağaçlarının arasından görünen deniz manzarası adeta tablo gibi bir görüntü sunuyordu.
Otel yazın çok keyifli olsa da kışın üst kattaki şömine başında sıcak şarap geceleri düzenliyormuş Özdemir Bey. Bir de kışın görmeli diye düşünmeden edemedim, şömine ve şarap favori ikilim çünkü. 🙂
Kaldığımız oda gayet temizdi, tuvalet ve lavabo için küçük bir yer ayrılmış, duşakabin yatağın yanındaydı. Tarihi konak olduğu için istediğiniz şekilde dekore edebilmeniz kolay olmuyor haliyle. Odada küçük bir televizyon da vardı ama açmaya gerek bile duymadık.
Otelde bizden başka genç bir çift vardı sadece, kalabalık olmaması da böyle hassas bir dönemde içimizi rahatlattı. Konaklama ücretine kahvaltı da dahildi. Bu arada konaklama ücretinden de bahsetmek gerekirse iki kişi gecelik 350 TL idi. (Temmuz 2020) Konaklama ücreti gideceğiniz döneme göre değişiyor elbette.
Sabah 10.00-10.30 civarı kahvaltı ikramı başlıyordu. Üç çeşit peynir, zeytin, omlet, sigara böreği, domates, salatalık, salam, bal, kaymağın yanı sıra Özdemir Hoca’nın kendi elleriyle hazırladığı reçeller kahvaltımıza lezzet kattı. Özellikle son gün tadına bakma fırsatı bulduğumuz çilek reçelinin tadı damağımızda kaldı.
İsteyen misafirler otelde akşam yemeği de yiyebiliyor, Özdemir Hoca mutfak konusunda oldukça başarılı. Büyükada kalabalığına karışmak istemeyenler cırcır böcekleri eşliğinde rakı-balık keyfi yapabilir. Fiyatlar Ada’daki restoranlara göre daha makul.
Özdemir Hoca diyorum çünkü kendisi 35 yıllık bir öğretmen ve Büyükadalı. Emekli olduktan sonra otel işletmeciliğine başlayan Özdemir Hoca ile konakladığımız iki gün boyunca bol bol sohbet etme imkanı bulduk ve kendisinden Büyükada ile ilgili güzel tavsiyeler edindik.
Bizlere müşteri gibi değil de misafiriymiş gibi yaklaşması çok hoşuma gitti. Yurt içi seyahatlerimde aile işletmelerini tercih etmem de bu yüzden. Her şeye para odaklı bakan işletmeler yerine insana değer veren bu tarz yerleri desteklemek gerektiğini düşünüyorum.
Büyükada’daki ilk konaklama deneyimim çok güzel geçti, sadece otel değil Büyükada’nın kendisi de geçirdiği değişimle bu tatilin iyi geçmesinde büyük paya sahip. Eğer siz de bugüne kadar Büyükada’ya hiç gelmediyseniz ya da günübirlik geldiyseniz en az bir gece konaklamanızı tavsiye ederim.
Ada’da gün batımına şahit olmak, akşam deniz kenarında oturup yemek yemek, sabah erkenden tertemiz havada yürüyüşe çıkmak bile başlı başına mutluluk sebebi! Huzuru çok da uzaklarda aramayın…
*Seyahatlerimle ilgili daha fazla fotoğraf için beni @Seyahatimgeldi instagram hesabımdan da takip edebilirsiniz.
Merhaba airnb için linke tıkladım ana bi türlü doğum tarihimi giremiyorum yani 2020 yılını v.s degistiremiyorum suz de dener mısınız