“Toskana’nın büyülü başkenti”, “Da Vinci’nin şehri”, “Rönesans’ın beşiği”, “Kuzey İtalya’nın incisi” ve daha niceleri…Önüne eklenen onlarca sıfatın hakkını veren bir şehir Floransa. Öyle ki İtalya’nın kültürünü ve tarihini özümsemenin yolu buradan geçiyor. Floransa ile tanışmamızın üzerinden henüz bir yıl geçti. Dört beş günlük seyahatle bu şehre doymak mümkün olmasa da ileride mutlaka yolumuzun tekrar kesişeceğini biliyorum! Ablam Selten ise bu konuda benden çok daha şanslı. Floransa’da bir buçuk yıl kalarak moda alanında yüksek lisans eğitimi aldı. Ben burada işlerden başımı kaldıramazken kendisi paylaştığı fotoğraflarla az nispet yapmadı bana 🙂
Floransa her ne kadar turistik bir şehir gibi gözükse de gerek üniversite eğitimi, gerek yüksek lisans hatta Erasmus için en çok tercih edilen şehirlerden biri. Ben de Floransa’da yüksek lisans yapma düşüncesi olanlar için Selten’e oradaki eğitim ve yaşam şartlarına dair sorular sordum, o da deneyimlerini paylaştı. Hadi, hep birlikte Floransa’yı daha yakından tanıyalım…
Yüksek lisans için modayı seçme fikri nasıl oluştu?
S: Moda benim lise yıllarımdan beri ilgimi çeken bir alandı. Her ay moda dergilerinin yabancı edisyonlarını toplar, beğendiğim kombinleri kesip saklardım. Üniversite sonrası moda alanında birkaç güzel iş deneyimim oldu ve sonrasında bu işin eğitimini almaya karar verdim.
Moda alanında akla ilk gelen ülke İtalya onda hemfikiriz, peki neden Floransa’yı seçtin?
S: Moda alanında İtalya’da öne çıkan ilk şehir hepimizin bildiği gibi Milano. Moda haftalarının da Milano’da düzenlenmesi kuşkusuz bunda önemli bir etken. Ama Floransa farklı tarihi dokusunun yanında İtalya’da moda alanında ilk oluşumların ortaya çıktığı yer. Yaratıcılığı sonuna kadar besleyen bir atmosferde ve Ortaçağ sanatının beşiği olan bir şehirde moda okumanın ayrıcalıklı bir deneyim olacağını düşündüm.
Floransa’da yüksek lisans için başvuru sürecin nasıl ilerledi?
S: Yüksek lisans için başvuru yapmaya karar verdiğimde güvendiğim bir yurt dışı eğitim acentesi olan Vera Educazione ile ilerledim. Moda satınalması ve ürün yönetimi okumaya karar verdikten sonra okul mülakatına katılmak ve yazılı bir sınavdan geçmek gerekiyordu. Bu sınavları başarılı bir şekilde geçtikten sonra ise okula kayıt yaptırmaya hak kazandım.
Vize alırken zorlandın mı?
S: Yüksek lisansım öncesinde birkaç Avrupa ülkesine seyahatim olmuştu. Bunlardan birisi de yine İtalya’ydı. Okuldan onaylı kabul kağıdı, konaklama rezervasyonu ve bankada bir yıllık nakit para ibrazı en önemli belgeler arasındaydı. Vizemi iki gün içerisinde hiçbir sorun yaşamadan aldım.
Hiç tanımadığın bir ülke ve şehirde ev bulmak kolay oldu mu?
S: Yüksek lisans için okulum kesinleştikten sonra ev kiralama konusunda internetten hemen araştırma yapmaya başladım. Florence apartments Italy sitesinden uygun bir daire karşıma çıkınca hemen talebimi karşı tarafa ilettim. Stüdyo daire kiralamak istediğim için evi daha kolay bulduğumu söyleyebilirim. Dileyenler oda kiralama gibi daha ekonomik seçeneklere de yönelebilir. Floransa’da tarihi yapıların yer aldığı alan (Piazza della Signoria, Piazza del Duomo vb) her zaman daha pahalı seçeneklere sahiptir. Ben Arno nehrinin karşı tarafında Pitti Sarayı’na 3 dakikalık bir mesafede aradığım evi buldum. Aylık 700 Euro’ya kiraladığım evde internet, su, elektrik ve yakıt gibi tüm giderler de fiyata dahildi. Oda kiralamak isteyenler bu fiyatı yarıya indirebilirler. Ayrıca şehir dışına doğru da daha uygun fiyatlı kiralık evler bulmak mümkün.
Floransa’da yaşam pahalı mı? İstanbul ile kıyaslarsan neler söylemek istersin?
S: Floransa her ne kadar Roma veya Milano’nun gölgesinde kalsa da fiyatlar hiç öyle değil. Yılın her dönemi sanat ve tarih severlerin akınına uğrayan bu şehirde fiyatların yüksek olmasının en önemli nedeni talebin sürekli olması. İstanbul’da her bütçeye göre bir seçenek bulmak daha kolay. Floransa’da tarihi bölge hem fazla turistik hem de fiyatlar yüksek. Nehrin karşı tarafındaki bölgede ise nispeten daha uygun fiyatlı ve lokal seçenekler bulmak mümkün ama artan döviz fiyatlarını hesaba katarsak evet, Floransa’da yaşam İstanbul’dan pahalı. Mesela kahve içmek için bir cafeye girdiğinizde eğer masada oturursanız ekstra 2-3 euro ücret ödersiniz, yine restoranlarda da “coperto” adı verilen kuver ücreti ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
İtalyanların alışamadığın kültürleri oldu mu? Seni en çok neler zorladı?
S: İtalyanlar pek çok açıdan biz Türklere oldukça benziyor. Sıcakkanlı ve coşkulu İtalyanların bazı zamanlarda kuralcı olmaları ise can sıkıcı olabiliyor. Şehir merkezi de dahil çoğu yerde akşam saat 18.00’den sonra açık mağaza bulmak zor, 18.00’i birkaç dakika geçmiş olsa bile hiç şansınız yok. Bir de sanırım en çok eve yemek siparişi vermeyi özledim! Birkaç pizzacı dışında bu konuda seçenek yok, çünkü İtalyanlar restoranlara gidip uzun akşam yemekleri yemeyi çok seviyorlar.
Floransa’da sıradan bir günün nasıl geçiyordu?
S: Sabahları genellikle derslerle meşgul olduktan sonra akşamüstü hem projeler hem de araştırma için okulun kütüphanesinde vakit geçiriyordum. Saat 17.00 olduğunda ise arkadaşlarımla aperitivo keyfi yapmak vazgeçilmezimdi. Sabahları erken kalktığımda veya haftasonları ise evimin yakınında bulunan Piazza Michelangelo tepesine doğru yürüyüş yapmak ve 40 dakikalık bir tırmanış sonrası büyüleyici Floransa silüetine bakmak paha biçilemez bir alışkanlıktı benim için.
Seçtiğin okul Polimoda moda alanında dünyaca tanınıyor ancak bilmeyenler için biraz bahseder misin?
S: Moda alanında otorite olarak kabul edilen “Business of Fashion” sitesinin en iyi 5 moda okulu arasında gösterdiği Polimoda, hem kaliteli eğitim kadrosu hem de moda eğitimindeki tecrübesi ile bu alanda tavsiye edebileceğim bir okul. Burada yüksek lisans eğitimi alabilmek en büyük şanslarımdan biriydi.
Okul ortamı nasıldı? Kolay adapte olabildin mi?
S: Eski bir Ortaçağ villasının restore edilerek okul haline getirildiği Polimoda görsel anlamda seyir zevki veriyor. Dünyanın dört bir yanından moda konusunda hevesli insanlar tanımak inanılmazdı. Alman, Meksikalı, İsveçli, Güney Afrikalı ve Çinli arkadaş grubumuz ile güzel zamanlar geçirdik. Ortak ilgi alanlarına sahip olduğun kişilerle konuşacak çok fazla şeyin oluyor bu da okula kolay adapte olmamı sağladı.
Dersler İtalyanca mıydı?
S: Okulda tüm dersler İngilizceydi. Ama okul sonrasında dışarıdaki hayata karıştığınızda az da olsa İtalyanca bilmek çok işinize yarayabilir. Ben İtalyan Kültür mezunuyum aynı zamanda İtalya’da dil kurslarına da gittim. Bu nedenle sosyal hayatta da hiç zorlanmadım ve dilimi geliştirme şansı buldum.
Arkadaş bulman kolay oldu mu?
S: Her zaman olmasa da çoğu durumda girişken bir insanım. Master öncesi ilk bir ay İtalyanca kursuna gittim ve orada 3 kişiyle tanıştım. Okula başladığım gün Floransa’da 4 tane arkadaşım vardı.
Floransa’ya ilk kez gelecek olanlar için önerilerin neler?
S: Floransa’da her yerden sanat ve tarih fışkırdığı için adım başı farklı bir güzellikle karşılaşabilirsiniz. Bu şehri içinize sinerek gezmelisiniz. Piazza Michelangelo’da güneşi batırmak eşsiz. Bunun yanında Boboli bahçeleri de size huzur verecek yerlerden biri olabilir. Tarihi alan dışında nehrin karşı tarafında bulunan bölgenin sokaklarında kaybolarak muhteşem tasarım dükkanlarını keşfedebilirsiniz. Floransa’yı bisikletle dolaşmak da ayrı bir zevk. Bisikletle gezilebilecek en güzel şehirlerden biri Floransa.
Yemek anlamında lokallerin vazgeçemediği yerlerin başında gelen Pizzeria Gherardo’da mutlaka Napoli pizzalarından denemelisiniz. Küçük bir yer olduğu için rezervasyon şart. Santo Spirito’da bulunan Gusta Pizza ise kilise merdivenlerinde oturarak pizza yemek ve etrafı seyretmek için harika. Uffizi müzesi yakınlarındaki All’Antico Vinaio ise leziz sandviçleri ile mutlaka denemeniz gereken sokak lezzetleri ile dolu. Gilli Floransa’nın en tarihi mekanlarından biri, espresso içmeden buradan ayrılmak olmaz. Gelaterie La Carraia’dan dondurmanızı alıp Ponte Vecchio manzarası eşliğinde yemeyi unutmayın!