gobeklitepe gezilecek yerler

Göbeklitepe Gezilecek Yerler

Göbeklitepe gezisi en etkileyici seyahat deneyimlerinden biri oldu desem abartmış sayılır mıyım, sanmıyorum. Yaklaşık 12 bin yıl öncesine uzanan geçmişiyle insanlığın bilinen en eski tapınağında olmak, ya da başka bir deyişle “tarihin sıfır noktasında” bulunmanın verdiği hissi yazarak anlatabilmem oldukça zor.

2018 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne giren Göbeklitepe insanlık tarihi hakkında bildiğimiz her şeyi sıfırlıyor. Arkeologların dahi gizemini çözemediği ve fikir ayrılıkları yaşadığı Göbeklitepe, devam eden kazı çalışmalarıyla tarihin akışını değiştirmeye devam edecek gibi görünüyor. 

Şanlıurfa gezilecek yerler listenize mutlaka eklemeniz gereken Göbeklitepe uzun süre hafızanızdan silinmeyecek bir ören yeri.

svg%3E

Göbeklitepe Nasıl Bulundu?

Göbeklitepe ilk kez 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri Güneydoğu Anadolu Tarih Öncesi Araştırmaları Karma Projesi kapsamında Halet Çambel ve Robert John Braidwood tarafından tespit edilmiş ama önemi o yıllarda anlaşılamamış.

1983 yılında Göbeklitepe’nin bulunduğu arazinin eski sahibi olan Mahmut Yıldız tarlasını sürerken bir heykele rastlıyor. Heykeli Şanlıurfa Müzesi’ne götürse de müze müdürü heykelin önemini anlamadığı için “kireç taşı” diyerek onu bir odaya kaldırtıyor. 

4-5 yıl sonra aralarında Klaus Schmidt’in de yer aldığı Alman arkeologlar farklı kazı çalışmaları yaparken Şanlıurfa Müzesi’ne geldiklerinde bu heykelle karşılaşıyor ve arazinin sahibi Mahmut Yıldız ile iletişime geçerek kendilerini bugün Göbeklitepe’nin bulunduğu bölgeye götürmelerini istiyor. Kısaca Mahmut Yıldız’ın tarlasını sürerken rastladığı tarihi eser Göbeklitepe’nin gün yüzüne çıkmasında büyük rol oynuyor. 

1994 yılında Klaus Schmidt önderliğinde Göbeklitepe’de kazı çalışmalarına başlanıyor, ancak çalışmalar beklendiği gibi gitmiyor. Uzun süre hiçbir şey bulamayan arkeologlar Mahmut Yıldız’ın tarla sürmeye çalışırken rastladığı T başlı bir tapınakla iki yılın ardından tarihin seyrini değiştirmeye başlıyor.

Klaus Schmidt 2014 yılında vefat edene kadar Göbeklitepe’de çalışmalarını sürdürürken bölgedeki kazılar Schmidt’in ardından Şanlıurfa Müzesi Başkanlığı’nda Alman Arkeoloji Enstitüsü işbirliği ile yürütülmeye devam ediyor. 

svg%3E

Göbeklitepe Kaç Bin Yıllık?: Göbeklitepe Hakkında Bilgiler

Göbeklitepe “Her şeyin başladığı yer” olarak biliniyor. İnsanlık tarihi açısından devrimsel nitelikte olan Göbeklitepe tarihin bilinen ilk ve en büyük tapınağı olsa da çanak çömleksiz neolitik dönemde yaşayan avcı-toplayıcı grupların bir nevi buluşma noktası olduğu düşünülüyor.

On iki bin yıl öncesinde Tanrı ve dinlere dair herhangi bir olgunun varlığından söz etmek mümkün değilken Göbeklitepe’nin yüzlerce hatta binlerce avcı-toplayıcının yılın belli zamanlarında bir arada toplandığı, törenler ve ayinler düzenledikleri bir buluşma merkezi olması bütün ezberleri bozuyor. 

Göbeklitepe bin yIl boyunca kült merkezi olarak kullanıldıktan sonra buradaki tapınakların bulunmaması için üzerleri kapatılarak bölge terk edilmiş. Bu sayede hiçbir zarar görmeden onbinlerce yıl keşfedilmeyi bekleyen Göbeklitepe’de yapılan kazılarla eserler gün yüzüne çıkartılabiliyor. 

Göbeklitepe tarih öncesi dönemden kalma bir ören yeri. Henüz yazı keşfedilmemişken insanlık tarihinin en eski anıtsal mimari örnekleri Göbeklitepe ile ortaya çıkıyor. Göbeklitepe’nin geçmişi İngiltere’deki Stonehenge’den 6.600 yıl, Mısır Piramitleri’nden ise 7.100 yıl daha eskiye dayanıyor.

Göbeklitepe bulunmadan önce dünyanın en eski tapınağı Malta’daki Megalit Tapınakları olarak gösteriliyordu. Göbeklitepe’nin Malta’daki tapınaklardan 5 bin yıl daha eskiye dayandığı artık bilinen bir gerçek. 

Göbeklitepe’de kireç taşından yapılmış T biçimli dikilitaşlar avcı-toplayıcılar tarafından iki kilometre uzaklıktaki taş ocaklarından elde edilmiş ve buraya kadar taşınmışlar. Ancak burada gizemini koruyan konulardan biri de stellerin ağırlığı. 6 metre boyutundaki stellerin ağırlığı 40 tonun üzerinde. Neolitik dönemde hiçbir araç-gereç kullanmadan stellerin uzun mesafe taşınabilmesi fazlasıyla merak konusu. 

svg%3E

Göbeklitepe Neden Bu Kadar Önemli?

Göbeklitepe “tarihin sıfır noktası” olarak biliniyor ancak burayı bu denli özel kılan başka nedenler de var. Göbeklitepe sadece din özelinde değil tarım hakkında da tüm bildiklerimizi baştan yazıyor. Göbeklitepe’de elde edilen bitkisel kalıntılar bölgede yaşayan avcı-toplayıcı topluluğun tarımla ilgilenmeye başladığını gösteriyor. 

Badem, yer fıstığı ve siyez buğdayı Göbeklitepe kazılarında elde edilen yabani bitki türleri arasında yer alıyor. Kimi arkeologlara göre Göbeklitepe avcı-toplayıcılıktan tarımsal üretime geçilen bir yer. Dünyada Einkorn adı ile de bilinen Siyez buğdayının yaklaşık on bin yıl önce Göbeklitepe’nin 30 kilometre ilerisinde kültüre alınması da bu görüşü destekliyor.

Göbeklitepe kazılarında en büyüğü 160 litrelik altı bira varilinin bulunması dünyada ilk biranın Göbeklitepe’de üretilmiş olabileceği konusunda da görüşler sunuyor. 

Bazı görüşler ise Göbeklitepe’nin gözlem evi olarak kullanıldığı yönünde. Gökyüzünün önemli dönemlerinde bir araya gelen toplulukların burada çeşitli ritüeller gerçekleştirdikleri tahminler arasında.

Tahminler çeşitli ama Göbeklitepe’nin insan eliyle yapılan en eski anıtsal yapı olması konusunda tüm görüşler birleşiyor. Bu da Göbeklitepe’nin önemini bir kez daha gözler önüne sererken Göbeklitepe Türkiye’de görülmeye değer yerler listesinde ilk sıralarda yer alıyor.  

svg%3E

Göbeklitepe’deki Dikilitaşlar ve Kabartmalar

Göbeklitepe’de ikişer adet, karşılıklı olarak T biçiminde merkeze yerleştirilmiş dikilitaş ile birlikte çevresine dizilmiş ve görece daha küçük olan 20 adet dikilitaş yer alıyor. Dikilitaşların T biçiminde olması insanı sembolize etmesinden. Yatay olan T kısmı insan başını, dik olan kısmı ise gövdeyi temsil ediyor. 

Karşılıklı olarak merkeze yerleştirilen T biçimli stellerin uzunluğu 6 metreyi, ağırlığı ise 40 tonu buluyor. Dairesel planda dizilerek araları taş duvarlar ile örülen mekanlardan günümüze kadar altı tanesine ulaşılabilse de kazılar sonrası sayılarının 20’yi geçeceği tahmin ediliyor. 

Göbeklitepe’deki dikilitaşların en dikkat çekici özelliklerinden biri de üzerlerindeki kabartmalar ve oymalar. Yaban domuzu, yılan, tilki, aslan, akrep ve turna gibi farklı kuş türlerinin yer aldığı motifler o döneme büyük ölçüde ışık tutuyor.

Avcılık ile hayatını sürdüren bir topluluk için hayvan motiflerinin dikilitaşlara işlenmiş olması şaşırtıcı değil elbette. Ancak taşların üzerinde yer alan hayvanların aynı zamanda tapınağın koruyucusu olduğu ve çeşitli ritüellerde kullanıldıkları da tahmin ediliyor.

Göbeklitepe’yi ziyaret etmeden önce tarihi hakkında detaylı bilgi edinmek isterseniz Göbeklitepe’yi insanlık tarihine kazandıran Prof. Dr. Klaus Schmidt’in Taş Çağı Avcılarının Gizemli Anıtsal Alanı: Göbeklitepe kitabını okumanızı öneririm. 

Göbeklitepe Gezilecek Yerler

Göbeklitepe kazı alanına geldiğinizde alabildiğine uzanan hazan sarısı bir vadi karşılıyor sizi. Vadinin ortasında 80 dönümlük bir alana sahip olan, üzeri güneş, rüzgar ve yağışlardan etkilenmemesi için kapatılan kazı alanının çevresi ahşap yürüyüş yolu ile çevrelenmiş.

İçerisi adeta müze gibi tasarlanan Göbeklitepe Ziyaretçi Merkezi örenyerini gezmeye başlamadan önceki ilk durağımız. Özellikle görsel efektlerle Göbeklitepe’nin tarihinin anlatıldığı bölüm mutlaka görülmeli. Burası çocuklu aileler için de eğlenceli ve öğretici bir başlangıç noktası olabilir. 

Giriş bölümünden Göbeklitepe Örenyeri’ne ulaşmak için ücretsiz servis araçları hizmet veriyor. Çok beklemenize gerek kalmadan, birkaç kişi olsa bile servisler kalkıyor. Yolculuk bir dakikadan daha az sürüyor. “Ben yürüyerek giderim” derseniz o da diğer bir seçenek ama Şanlıurfa sıcağını göz ardı etmeyin derim. Eylülün son haftası olmasına rağmen sıcaklık 32 dereceydi. 

svg%3E

Servisin indirdiği noktadan kısa bir yürüyüş sonrası kazı alanına ulaştığımızda on binlerce yıl öncesine gitmiş gibi hissettim. Kim bilir burada neler yaşandı? Bu dikilitaşlar hangi amaçla inşa edildi? Ne gibi ritüeller yapılıyordu? Kafamda onlarca farklı soru ile tarihin sıfır noktasında bulunmanın, arkeoloji tarihinin yeniden yazıldığı yerde olmanın mutluluğu içindeydim.

Göbeklitepe kazı alanı A, B, C, D, E, F, G olarak farklı bölümlere ayrılmış. D yapısı Göbeklitepe’de bugüne kadar keşfedilen anıtsal yapılar arasında en iyi korunmuş bölüm. 

T biçimindeki devasa stelleri yakından görmek bile bambaşka hissettiriyor insana. Üzerindeki motiflerin kusursuzluğu ise ayrı bir hayranlık konusu. Sadece çakmak taşı kullanarak böylesine muhteşem motifler o dönemde nasıl yapılabildi? Arkasındaki hikaye bizlere neler anlatıyor? 

Göbeklitepe ile ilgili çözülmesi gereken gizemler bir yana dursun eğer burayı henüz görmediyseniz mutlaka listenize ekleyin. Tarihin akışını değiştiren Göbeklitepe’nin henüz %15’lik kısmı gün yüzüne çıkarılmış. Kazılar devam ettikçe ne gibi sürprizler ile karşılaşacağımızı merakla bekliyorum…

Göbeklitepe Ne Kadar Sürede Gezilir?

Göbeklitepe gezisi için 1.5-2 saatlik bir plan yapabilirsiniz. Öncelikle Göbeklitepe Ziyaretçi Merkezi’ne uğrayıp buradaki interaktif çalışmalara göz atabilir, ardından Göbeklitepe Örenyeri’ne geçebilirsiniz. Göbeklitepe’de kazı çalışmaları hala devam ediyor, henüz tamamı ziyarete açılmış değil. Bu nedenle ören yerini gezmek fazla vaktinizi almıyor.

Göbeklitepe Nerede?

Göbeklitepe Şanlıurfa’nın merkezine 20 kilometre uzaklıkta, Örencik Köyü yakınlarında yer alıyor. 

Şanlıurfa Göbeklitepe’ye Nasıl Gidilir?

Şanlıurfa merkezden Göbeklitepe’ye araç ile ulaşım ortalama 35 dakika sürüyor. Aracınız yoksa taksi ile anlaşarak da gidebilirsiniz. Şanlıurfa’dan Göbeklitepe’ye toplu ulaşım araçları da hizmet veriyor. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Abide duraklarından her gün belirli saatlerde hareket eden Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüslerle Göbeklitepe’ye yolculuk iki saati buluyor. 

Şanlıurfa Göbeklitepe Arası Otobüs Hareket Saatleri

Arkeoloji Müzesi: 09.45 – 12.45 – 15.45

Abide Durağı: 10.00 – 13.00 – 16.00

Göbeklitepe: 12.00 – 15.00 – 17.30

Şanlıurfa Göbeklitepe arası otobüs ücreti tam 6 TL, öğrenci 5 TL, indirimli 4 TL. (2021)

Göbeklitepe’ye Giriş Ücreti

Göbeklitepe giriş ücreti 65 TL, Müzekart sahibiyseniz Göbeklitepe’yi ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. 

Göbeklitepe Ziyaret Saatleri

Göbeklitepe 1 Nisan – 31 Ekim: 08.30-19.00 31 Ekim – 1 Nisan: 08.30-17.00 saatleri arasında haftanın her günü ziyarete açık. 

Tarih Yeniden Yazılıyor: Karahantepe ve 12 Tepeler Projesi

Şanlıurfa çevresi dünyanın en önemli arkeoloji merkezleri arasında yer alıyor. Tarihin seyri Göbeklitepe ile değişirken civarda 11 tepenin daha bulunması bambaşka bir dünyanın kapısını aralayacak gibi. Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesi sınırlarında yer alan Karahantepe’de başlatılan kazı çalışmaları sonucu çok sayıda dikilitaşa rastlandı. Neolitik döneme ışık Karahantepe’deki insan betimlemeleri ve üç boyutlu heykeller Göbeklitepe’nin yalnız olmadığını gösteriyor. 

Karahantepe kazılarında elde edilen buluntuların bir kısmı Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde görülebilir. 12 Tepeler adı ile yakın zamanda turizme kazandırılması hedeflenen arkeolojik alan şimdiden heyecan uyandırmaya başladı bile. Tarihin seyrini değiştirecek ne gibi gelişmeleri olacak, merakla bekliyoruz! 

Göbeklitepe ile ilgili daha detaylı bilgileri Instagram @seyahatimgeldi hesabımda bulabilir, daha fazla gezi önerisi için beni takip edebilirsiniz.

0 0 votes
Yazımı nasıl buldunuz?

Zeen Social Icons

Daha Fazla İçerik
verona ulaşım rehberi
Verona Ulaşım Rehberi
0
Yazım hakkında merak ettiklerin varsa, hemen yorumla!x