Nisan ayında arabayla yaptığımız mini Ege turu rotalarımızdan biri de Dalyan’dı. Bodrum’dan başlayıp sırasıyla Mazı, Çökertme, Akbük, Ören ve Akyaka’yı gördükten sonra “Dalyan’a gitmemek olmaz” dedik ve sabah erkenden yola çıktık. Planımız hem Dalyan’ı hem de İztuzu Plajı’nı görmekti. Bunca güzelliği bir güne sığdırmak kolay olmasa da en keyif aldığımız seyahatlerden biri oldu. Yazının geri kalanını okuduktan sonra bana hak vereceğinizden ve içinizde Dalyan’a doğru yola çıkma isteği uyanacağından eminim!
Dalyan Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı. Dolayısıyla Göcek, Fethiye, Akyaka, Dalaman, Marmaris gibi tatil beldelerine oldukça yakın. Akyaka-Dalyan arası araba ile ortalama bir saat sürüyor. Yolların yeni yapılmış olması konforu da büyük ölçüde artırıyor. Müziği açıp kendimizi tam anlamıyla moda soktuktan sonra bizi bekleyen güzelliklere odaklanıyoruz. Marmaris tabelasını geçmemizle birlikte biraz ileride Köyceğiz tabelasını görüyoruz ve ani bir kararla rotamıza Köyceğiz’i de eklemeye karar veriyoruz. Arabamızı park ettikten sonra göz kamaştıran manzarası ile Köyceğiz Gölü bizi karşılıyor. Öylesine durgun ve güzel ki sanki kartpostala bakıyormuşum hissi uyandırıyor.
Bu eşsiz manzaranın tadını biraz daha çıkarmak için göl kenarındaki kafelerden birine oturuyoruz. Birer bardak demli çay söyleyip manzaranın hakkını veriyoruz. Köyceğiz Gölü’nde tekne gezisi de yapılabiliyor ancak bizim vaktimiz kısıtlı olduğu için istemeden de olsa manzarayı geride bırakıp yola devam ediyoruz. Köyceğiz’den yarım saatlik bir yolculuk sonrası Dalyan tabelası çıkıyor karşımıza. Ancak tabela o kadar eski ve küçük ki son anda direksiyonu çeviriyoruz. Dikkatli olmakta fayda var:)
Dalyan İztuzu arası 12 kilometre sürüyor. Öncelikle İztuzu Plajı’na gidip deniz keyfi yapmak istediğimiz için Dalyan’ı gezmeyi akşam üstüne bırakıyoruz. Dalyan’a kadar gayet keyifli geçen yol İztuzu’na giderken yerini bol viraja bırakıyor. Neyse ki yönlendirmeler oldukça fazla, yoksa karıştırmamak elde değil. Dalyan’ın içinden geçtikten sonra virajlar giderek artıyor ve yol daralmaya başlıyor. Bir süre sonra “hadi artık, gelmedik mi” sesleri yükselirken karşımıza tüm güzelliği ile Sülüngür Gölü çıkıyor. Beş dakika daha gittikten sonra İztuzu Plajı’na varıyoruz. Nisan ayında gelmenin avantajını birçok yerde yaşadığımız gibi burada da yaşıyoruz. Ne park bulma sorunu var, ne de bunaltıcı kalabalık! Yaşasın bahar kaçamakları!
Biz henüz sezon açılmadığı için İztuzu Plajı’na giriş ücreti ödememiştik ancak yaz aylarında kişi başı 3 TL ücret alınıyormuş. Yaz aylarında otopark ücreti 15 TL . Eğer şezlong ve şemsiye isterseniz 2 şezlong+1 şemsiye 25 TL ücret isteniyor. (Fiyat bilgisi 2020 Temmuz ayında güncellenmiştir.) İztuzu Plajı’na adım atar atmaz altın sarısı ve yumuşacık kumsalda yürümek ve koşarcasına denize girmek istiyorsunuz! İztuzu Plajı 5 kilometre uzunluğa sahip bir doğa harikası. Üstelik güzelliği tescilli! The Times tarafından “Avrupa’nın En İyi Açık Alanı” seçilmesinin yanı sıra Avrupa’nın en iyi plajlarından biri olarak da gösteriliyor.
İztuzu Plajı’nın en önemli özelliği ise nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan caretta carettaların üreme alanı olması. Her sene Nisan ayında çiftleşen caretta carettalar Haziran-Ağustos ayları arasında yumurtalarını İztuzu Plajı’na bırakıyor. Bu nedenle İztuzu Plajı’nda denize girmek ve güneşlenmek için belirli kurallara uyulması gerekiyor. Sevimli kaplumbağaların yumurtalarına zarar gelmemesi için denize girilecek ve güneşlenecek yerler işaretleniyor. Bölgeler belirlendikten sonra o noktalara kimse yaklaşamıyor. İztuzu Plajı’na saat 20.00 ile 08.00 arası giriş yapılamıyor. Biz bahar dönemine denk geldiğimiz için etraf oldukça sakindi, kimseler yokken denizin tadını doyasıya çıkarttık.
İztuzu’nun denizi nasıl dersiniz, öncelikle çok sığ! Çocuklu aileler ve yüzme bilmeyenler için ideal olan deniz uzun süre yüzdükten sonra derinleşiyor. Altı ise tamamen kum olmasına rağmen adeta cam gibi. İztuzu’nun diğer bir özelliği de tuzlu ve tatlı suyun bir arada olduğu nadir denizlerden biri olması. Sit alanı olduğu için hiçbir yapılaşmaya izin verilmeyen İztuzu Plajı bu sayede bakir kalabilmiş ender yerlerden biri. Yemyeşil ormanlara bakarak yüzmek gibisi yok! Siz de benim gibi soğuk denizden hoşlanmıyorsanız İztuzu’ndan çıkmak istemeyeceksiniz.
Bu kadar yüzdükten sonra karnınız acıktığında plajın arka kısmında yer alan büfeden tost vb. aperitif yiyecekler bulabilirsiniz. Ancak bana sorarsanız yanınıza sandviç ve içeceğinizi getirmenizi tavsiye ederim. Çünkü fiyatlar ortalamanın biraz üzerinde. Plajda soyunma kabinleri ve tuvaletler de mevcut. Sabah saatlerinde durgun olan deniz öğlenden itibaren rüzgarın çıkmasıyla dalgalanmaya başlıyor. Dalgalı deniz ve rüzgar sevmiyorsanız İztuzu’ndan hoşlanmayabilirsiniz.
İztuzu Plajı’na özel aracınızla gelebileceğiniz gibi Dalyan’dan saat başı hareket eden dolmuşlarla da ulaşabilirsiniz. Sabah 8.00-akşam 20.00 saatleri arası dolmuş seferleri karşılıklı olarak devam ediyor. İztuzu Plajı’na ulaşım için dolmuş tekneleri de tercih edebilirsiniz. Dalyan’dan hareket eden dolmuş teknelerle deniz havasını içinize çeke çeke yaklaşık 40 dakikada İztuzu’na gelebilirsiniz. Dolmuş teknelerle İztuzu’na ulaşım ücreti kişi başı 20 TL. Bilet gidiş-dönüş olarak geçerli, bu nedenle biletinizi iyi saklamanızı öneririm:)
Saat 16.00’ya kadar deniz, kum ve güneşin tadını çıkardıktan sonra Dalyan’a gitme vaktimiz gelmişti. İztuzu ile vedalaşıp Dalyan’a doğru yola çıktık. Karnımız epey acıktığı için yol üzerinde nerede yemek yiyebiliriz diye düşünürken karşımıza Gölbaşı Restaurant çıktı. Önce içeriye girip bakalım, beğenmezsek başka bir yer buluruz dediysek de göl kenarındaki masamıza oturup menüye bakmaya başlamıştık bile. Balık, salata ve birkaç meze sipariş verdik. Ördek ve kaz sesleri eşliğinde karnımızı doyururken böylesine huzurlu bir yerde yaşamak nasıl bir duygu diye düşünmeden edemedim.
Yemeğimizi yedikten sonra kısa bir yolculukla Dalyan merkeze geldik. Kanallar üzerine kurulmuş bu şirin tatil beldesi yanı başındaki Fethiye ve Marmaris’in gölgesinde kalsa da doğal güzellikleri ile kesinlikle görülmeye değer… Kanal kenarında dizili teknelerde tura çıkmayı çok istedim, ancak bu seferlik vaktimiz kısıtlıydı. Eğer Dalyan’da birkaç gün konaklayacak vaktiniz varsa tekne turuna katılarak meşhur çamur banyolarına uğrayabilir, keyifli birkaç saat geçirebilirsiniz.
Bizim Dalyan’a uğrama amacımız Kaunos Antik Kenti’ni görmekti. MÖ 4. yüzyıla ait Kaunos kaya mezarları tüm görkemiyle karşımızdaydı. Mezarlar ne kadar yüksek olursa Tanrı’ya o kadar yakın olunabileceği inanışı ile inşa edilen kaya mezarları dönemin krallarına ait. O dönemde böylesine etkileyici mimarinin sırrı ise hala çözülememiş durumda. Kaunos kaya mezarlarını Dalyan tekne turları ile görebileceğiniz gibi Kaunos Çay Bahçesi’nde çayınızı yudumlarken de uzun uzun seyredebilirsiniz.
Dalyan her ne kadar günübirlik ziyaret edilebilse de hakkını vererek gezmek için birkaç gece konaklamak en güzeli. Doyamadım sana Dalyan, sonbaharda tekrar görüşmenin planlarını yapmaya başladım bile!
*Seyahatlerimle ilgili daha fazla fotoğraf için beni seyahatimgeldi instagram hesabımdan da takip edebilirsiniz.
*Yazı veya konuyla ilgili kafanıza takılan bir şey mi var? Düşüncelerinizi yorumlara yazarsanız çok sevinirim:)
Merhaba; Çok güzel bir yazı. Teşekkür ederiz. Köyceğiz’den Dalyan’a yanlış bir yoldan gelmişsiniz. O yol köy yolu ve fazla kullanılmaz. Köyceğiz’den Ortaca-Dalaman-Fethiye yoluna devam edip , Ortaca ilçesi girişindeki Dalyan tabelasından (temiz , büyük ve nizami) gidecektiniz.