Arrivederci: İtalya’da sık duyabileceğiniz kelimelerden biri. Güle güle, hoşça kalın anlamına geliyor.
Americano: Roma’daki favorim Eataly’deki oldu. Piazza Della Repubblica’da.
Balayı: Roma demek aşk demek. En romantik balayı destinasyonlarından biri olan Roma’da evliliğinizin ilk günlerinin tadını doyasıya çıkartabilirsiniz.
Borghese: Bütün şehri gezmekten ayakları yorulanlar için en harika yer. Kuş cıvıltıları eşliğinde yeşile gözünüzün doyabileceği bu parka yarım gününüzü ayırın.
Coop: Roma’nın birçok bölgesinde bulabileceğiniz süpermarket. Makarnalar ve soslar mağazalara göre oldukça ucuz. Hediye almayı düşünüyorsanız iyi bir seçenek.
Çanta: Roma’ya gelip de deri çanta almadan dönmek olmaz! Via del Corso’da ünlü markaların outletlerine bakabilir, yüzde elliye varan indirim fırsatından yararlanabilirsiniz.
Döviz: Roma’ya gelmeden önce yanınıza harcayacağınız kadar Euro almanızda fayda var. Eğer döviz bozduracaksanız bankaların cambio bölümlerinden yapabilirsiniz. Otellerde kur farklılıkları olabiliyor, dikkat!
Espresso: Bir shot espresso içmeden Roma’nın tadı çıkmaz diyenlerdenseniz İspanyol merdivenlerinin oradaki Antica Caffe Grico, Piazza Del Popola’daki Cafe Rosati’ye uğrayın.
Fontana Di Trevi: Roma’nın simgeleşmiş yapısı. Her daim kalabalık, cıvıl cıvıl. Sağ elinizle sol omzunuzun üzerinden para atmayı unutmayın!
Giolitti: Önündeki uzun kuyruk gözünüzü korkutmasın. Dondurması o kadar lezzetli ki emin olun beklemeye değer. Pantheon’un arka tarafında.
Hatıra: Roma’dan ayrıldığınızda hatıralarınızı canlı tutmak için bol bol fotoğraf çekin, siz istemeseniz bile bu şehir çektirtiyor. Öyle bir büyüsü var!
Il Conto: Hesabı isterken İtalyanlar gibi davranmak istiyorum derseniz Il Conto, per favore (hesap lütfen) diyebilirsiniz.
İndirim: Mağazalarda ‘’saldi’’ yazısı indirimin habercisi. Roma’da yılda iki kez (Ocak-şubat, Temmuz- eylül) büyük indirim oluyor. Tatiliniz denk geliyorsa ne ala!
Janti: İtalyan erkeklerinin şıklığı Milano’dan sonra burada da hüküm sürüyor. Adeta moda dergisinden fırlamış gibi giyinen erkekler başınızı döndürebilir!
Kruvasan: Ben bir türlü alışamadım. Sabah kahvaltısında peynir, zeytin, domates, salatalık, omlet gibi zengin seçeneklerden sonra tatlı kruvasan yemek sanırım bana göre değil.
Limoncello: Çizme şeklindeki şişeleriyle hediyelik olarak alabileceğiniz gibi cafelerde de tadabileceğiniz hafif içimli bir içki. Mayhoş tadı ile sıcak havalarda içinizi serinletiyor.
Metro: Roma’da nadir sevmediğim şey vardı. Bunlardan biri de metroydu. O kadar kalabalık ki kimi zaman içeride ezilme tehlikesi bile yaşadım. Havasız, eski, rutubet kokusu da eklenince bence Roma’yı yürüyerek keşfetmek en iyisi.
Navona: Neden mi? Çünkü insanlar mutlu, çünkü huzur var, çünkü tarihi yapılar harika… Onlarca çünkü sayabileceğim bir meydan. Mutlaka birden fazla kez uğranmalı.
Ottiviano: Vatikan’a gitmek için tercih edebileceğiniz iki metro durağından biri.
Piazza Del Popolo: Şehri keşfetmeye başlayabileceğiniz en uygun meydanlardan biri. Via Del Corso’dan başlayarak Piazza Venezia’ya kadar gidebilirsiniz.
Roma Forumu: Kolezyum’un yanı başındaki tarihi güzellik. Kolezyum’a bilet aldıysanız burada da geçerli olduğunu unutmayın.
San Pietro Bazilikası: Katolik dünyasının en büyük kilisesi. Vatikan’daki bu şahane yapının terasına çıkmak Roma’ya bir kez daha aşık olmak için yeterli.
Şarkı: Tabii ki Toto Cutugo- L’Italiano.
Termini: Şehrin en büyük tren istasyonu. Farklı şehirlere geçmek için bu tren istasyonunu kullanabilirsiniz. Ancak çok kalabalık olduğu için dikkatli olmak gerekiyor.
Trastevere: Roma’nın en bohemi. Ponte Sisto köprüsünü geçtikten sonra sağlı sollu birbirinden şirin cafelerden birine kendinizi atın.
Ulaşım: Bu şehir en güzel yürüyerek keşfediliyor. Ancak ben daha hızlı bir çözüm arıyorum diyorsanız en iyi seçenek Vespa. Şehrin birçok yerinde kiralayabileceğiniz dükkanlar bulunuyor. Saatlik ve günlük seçeneklerden size uygun olanı tercih edebilirsiniz.
Vatikan: Ayrı bir ruha sahip. İnsanı adeta büyülüyor. Mutlaka bir tam gününüzü ayırın. Yaz aylarında gece turu da düzenleniyor. Gündüz sıcaktan şikayet edenlerdenseniz aklınızda bulunsun.
Yaz: Kavurucu yaz sıcakları Roma’yı keşfetmek için hiç uygun bir zaman değil. Özellikle Ağustos ayı İtalyanların resmi tatili olduğu için hayalet bir şehirle karşılaşmamak için ilkbahar ya da sonbahar aylarını tercih edin.
Zevkli: Bu şehre dair her şey ayrı bir zevkli. Sokaklarında kaybolmak… Sanatla ruhunuzu beslemek… Dahası ‘’Bir daha geleceğim’’ diyerek ayrıldıktan sonra hatıralarınızı gülümseyerek yad etmek.
Roma’da gezilebilecek yerler hakkında detaylı bilgiler buradan okuyabilirsiniz.
