Fethiye’ye gelmişken tekne turu yapmamak olmaz dedik ve Hisarönü’ndeki tekne turlarından birini gözümüze kestirerek ertesi güne ayarladık. Kişi başı 40 TL’ye sabah 10.30 akşam 18.00 arası süren turda Kelebekler vadisi, Akvaryum koyu, Katranca, Yassıcalar ve Kızılada koylarını ziyaret ettik. Tur fiyatları acentelere göre değişiklik gösterebiliyor, bizimkinde öğle yemeği dahil içecekler ekstraydı. Balık ya da tavuk olarak iki farklı beyaz et seçeneği ve salatadan oluşan menü gayet doyurucuydu. Zaten gördüğümüz güzellikler karşısında yemek bizim için en son düşünülecek şeydi.
Anlatılmaz yaşanır derler ya Kelebekler Vadisi bence tam da bu cümlenin karşılığı. Yıllardır fotoğraflarına bakıp iç geçirdiğimiz yerdeydik sonunda.
Buraya iki farklı şekilde ulaşabiliyorsunuz. Tur tekneleri haricinde en kolay yolu Ölüdeniz’den kalkan ve direkt buraya gelen teknelere binmek. Diğer bir seçenekse karayolu ile ulaşmak. Ancak bu oldukça zorlu bir seçenek. Çünkü minibüs sizi Faralya köyünde indiriyor ve buradan aşağı sadece yürüyerek inilebiliyor. Daha önce yürüyerek aşağıya ulaşanlardan dinlediğimiz kadarıyla yol oldukça bozuk ve dik kayalar nedeniyle çoğu zaman düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Eğer maceraperest biriyseniz sizin için unutulmaz bir deneyim olabilir ancak yine de dikkatli olmanızda fayda var:)
Vaktimiz kısıtlı olduğu için önce denizin tadını doyasıya çıkarmak için kendimizi hemen masmavi suların kollarına bırakıyoruz. Bu güzelliği sadece 1 saate sığdırmak elbette mümkün değil.
Dilerseniz burada kamp da yapabilirsiniz. Sabah bu manzaraya uyanma fikrini düşününce insanın çadırını kapıp hemen kurası geliyor. Burada kalmak için fiyatsa kişi başı 90 TL.
Kelebekler Vadisi’nden sonraki durağımız Akvaryum koyu. İyi ki önceden yanıma şnorkelimi almışım, su o kadar berrak ki birbirinden güzel balıkları takip etmekten yemek vaktini kaçırıyordum:) Ölüdeniz’in suyu oldukça ılık, biz Ağustos ayında gittiğimiz için midir bilmiyorum ama soğuk suya girmekten hoşlanıyorsanız belki tek kusur olarak bunu sayabilirsiniz.
Sıradaki durağımız olan Katrancı çam ormanları içerisinde iki ayrı koya sahip bir yer. Teknenin yanaştığı koy kum, hemen arkasındaki ise taşlı. Kumlu koy daha bulanık ve oldukça sığ, taşlı koy tam tersine daha berrak ve bir iki adım sonrasında aniden derinleşiyor. Burada da deniz ve ormanla iç içe tatil yapmak isteyenler için kamp alanları yer alıyor.
Yassıcalar ve Kızılada koylarında da yaklaşık iki saat yüzdükten sonra Fethiye’ye doğru hareket etmeye başladık. Sırtıma yeterince güneş kremi sürmediğim için akşam sırtımın acısından uyumam baya zor oldu. Siz siz olun Fethiye’nin kızgın güneşine karşı bolca koruyucu krem sürmeden kendinizi güneşe atmayın, sonra benim gibi kızarmış tavuğa dönebilirsiniz 🙂 Tekneyle ilgili bir hatırlatma daha yapmak istiyorum. Eğer tekne sallantısına karşı hassassanız özellikle hava da rüzgarlıysa baya bir sallıyor.
Fethiye’nin tadını tam olarak çıkarmak istiyorsanız, vaktiniz de varsa, deniz-orman-tekne üçlüsü tam size göreyse tekne turu seçeneklerine mutlaka göz atın.
Fethiye-Ölüdeniz gezi rehberini buradan okuyabilirsiniz.