Ren Nehri kıyısında, tarihi ve modernizmi bir arada sunan Almanya’nın köklü şehirlerinden Köln’deyiz! Köln sokaklarını gezerken zamanın derinliklerine doğru yolculuğa çıkıyormuş hissi yaşıyorsunuz. Kentin tarihi dokusu sizi ister istemez kendine çekiyor. Şaşırtıcı gelebilir belki ama Köln Roma dönemine uzanan geçmişiyle Almanya’nın en eski şehri. MÖ 50 yılında Roma İmparatoru Claudius tarafından koloni şeklinde kurulan şehir ismini buradan alıyor. Latince “colonia” kelimesinden türeyen Köln aynı zamanda kolonyanın anavatanı olduğu için İngilizce “cologne” olarak adlandırılıyor.
Yaklaşık 2000 yıllık geçmişiyle buram buram tarih kokan Köln sokaklarını gezerken Roma döneminden kalma antik yapılara denk gelmek şehrin size sunduğu sürprizlerden sadece birkaçı. İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalarla ağır hasar alan ve neredeyse yüzde 80’i yıkılan bir şehir Köln. Ama sokakları gezerken bunu asla hissetmiyorsunuz. Geçmişiyle bugünü en güzel şekilde harmanlayan şehirlerin başında geliyor.
Görkemiyle büyüleyen Köln Katedrali, günün her saati canlı alışveriş caddeleri, dünyaca ünlü müzeleri, geleneksel birahaneleri (brauhaus) ve meşhur Kölsch birasıyla Köln’de keşfedilmeye değer çok fazla şey var. Biz Köln’e Noel pazarlarının kurulduğu Kasım ayının sonunda gittik ve belki de şehrin en güzel zamanına denk geldik:) Işıl ışıl noel pazarları ile şehri keşfetmeye doyamadık! Siz de yakın zamanda Köln gezisi planlıyorsanız işinize yarayabilecek tüm bilgileri bu yazıda bulabilirsiniz. Hazırsanız, Köln gezilecek yerler ile Almanya yolculuğumuz başlasın!
Yurt dışı seyahat planınız var ama internet kullanımı konusunda ne yapacağınızı bilmiyorsanız sizin için harika bir önerim var: Airalo Elektronik Sim Kart uygulaması. Airalo’ya kaydolup eSIM paketinizi 3$ indirimli almak için BIRTEN5418 referans kodununu kullanabilirsiniz. Buradan kayıt olabilirsiniz.Ayrıca SEYAHATIMGELDI10 kodu ile sonraki eSIM paket alımlarınızda %10 indirim kazanabilirsiniz.
Köln Gezilecek Yerler Listesi
Yazının İçindekiler
1- Köln Katedrali (Kölner Dom)
Köln’ü keşfetmeye şehrin kalbinden başlamaya ne dersiniz? Gotik mimarisi ve heybetiyle Ren Nehri kıyısında yükselen Köln Katedrali şehrin ikonik simgesi ve muazzam bir tarihi yapı. 1248 yılında yapımına başlanan Köln Katedrali’nin tamamlanması tam 632 yıl sürmüş. Şaşırtıcı değil mi? 1880 yılında açılan katedral İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük ölçüde hasar almış ancak aslına uygun olarak başarılı bir şekilde restore edilmiş.
Katedralin hemen dışına hem Köln şehrinin hem de katedralin ne derece savaştan etkilediğine dair fotoğraflar asılmış. İncelerken etkilenmemek elde değil, şehir resmen küllerinden yeniden doğmuş ve gezerken bunu anlamak mümkün değil. Katedral için de bunu rahatlıkla söyleyebilirim. 1996 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Köln Katedrali dünyanın üçüncü, Almanya’nın ise en büyük katedrali unvanını taşıyor. Dışarıdan fotoğrafını çekmek istediğinizde kadraja sığdırmakta epey zorluk çekebilirsiniz, şimdiden söyleyeyim:)
Köln Katedrali’ni ücretsiz gezebiliyorsunuz, dışı gibi içerisi de muhteşem detaylarla süslü. Özellikle vitraylara bayıldım! İçeride altın kaplama, mücevherlerle bezenmiş Üç Kral Tapınağı olarak bilinen ve Katolikler için kutsal emanet kabul edilen lahit görülmeye değer. Katedralin alt katında bir de mezar odası bulunuyor.
Köln Katedrali’ne gelmişken kuleye çıkıp manzaraya bir de yukarıdan bakayım derseniz 533 basamak çıkmaya hazır olun:) Üzücü haber; asansör yok. Hem merdiven çıkıp hem de üstüne 6 euro ücret ödemeniz gerekiyor:) Yazın tercih edilebilir belki ama kışın soğukta çıkmak cesaret ister diye düşünüyorum:)
Köln Katedrali Köln merkez tren istasyonunun hemen bitişinde. (Köln Hauptbahnhof) Metro ile gelmek isterseniz 5-18 ve 16 numaralı U Bahn’ın Dom/Hbf durağında inebilirsiniz. Metrodan çıkar çıkmaz katedral tüm heybetiyle karşınızda:)
Köln Katedrali Ziyaret Saatleri:
- Pazartesi-Cumartesi: 10.00-17.00
- Pazar ve resmi tatillerde: 13.00-16.00
Köln Katedrali Kulesi:
- Mart-Nisan: 09.00-17.00
- Mayıs-Eylül: 09.00-18.00
- Ekim: 09.00-17.00
- Kasım-Şubat: 09.00-16.00
2- Köln Müzeleri: Ludwig Müzesi
Eğer Köln’de tek bir müzeyi ziyaret edecek zamanınız varsa ve modern sanat tutkunuysanız Ludwig Müzesi’ni listenize mutlaka ekleyin. Avrupa’nın en geniş pop art koleksiyonuna sahip olmasının yanı sıra Paris ve Barselona’dan sonra dünyanın üçüncü büyük Picasso koleksiyonu da burada sizleri bekliyor. Tablolarının yanı sıra heykel ve seramik çalışmaları da oldukça etkileyici.
20. yüzyıldan günümüze uzanan modern ve çağdaş sanat eserlerine odaklanan Ludwig Müzesi’nde Picasso’nun yanı sıra Andy Warhol, Henry Matisee, Roy Lichtenstein, Salvador Dali gibi dünyaca ünlü isimlerin çalışmalarını yakından inceleyebilirsiniz.
Ludwig Müzesi’ni ziyaret ettiğimizde ülkemizin önde gelen kadın sanatçılarından biri olan Füsun Onur’un Retrospektif isimli sergisini görme şansı bulmak bizi fazlasıyla mutlu etti. 24 Ocak 2024’e kadar sergi ziyarete açık olacak.
Ludwig Müzesi’ni gezmek için en az iki saatinizi ayırmanızı öneririm. Müze oldukça büyük ve onlarca farklı odada yayılmış durumda. İçeride flaş kullanmadan fotoğraf çekimine izin veriliyor. Yorulursanız müzenin girişinde yer alan Ludwig Restaurant’ta keyifli bir yemek molası verebilirsiniz. Her damak tadına hitap eden geniş bir yemek menüsü var. Biz müze gezisi sonrası öğle yemeğimizi burada yedik. Yemekler, ortam, servis kalitesi çok iyiydi.
Ludwig Müzesi Giriş Ücreti:
- Yetişkinler için: 12 euro
- 18 yaş altı: 8 euro
- Her ayın ilk perşembe günü: 7 euro (17.00’den sonra)
- Köln Card ile girişte %20 indirim
Ludwig Müzesi Ziyaret Bilgileri:
- Salı-Pazar: 10.00-18.00
- Her ayın ilk perşembe günü: 10.00-22.00
- Pazartesi günleri ziyarete kapalı.
Ludwig Müzesi konum olarak Köln Katedrali’nin hemen yanında yer alıyor.
3- Hohenzollern Köprüsü (Hohenzollernbrücke)
Köln Katedrali ve Ren Nehri ile birlikte şehrin manzarasını tamamlayan Hohenzollern Köprüsü Köln’de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Neden mi? Bir köprü düşünün; üzerinde 500.000’i aşkın kilit asılı. Evet, yanlış okumadınız:) Hohenzollern Köprüsü yüzbinlerce aşığın aşklarını ölümsüzleştirmek için kilit astığı bir “love point”e dönüşmüş durumda. Kilidi köprüye asıp anahtarını Ren Nehri’ne atmak adeta bir aşk ritüeli. Denemesi bedava ama kilit asacak boş yer bulabilir misiniz, pek emin değilim:)
Hohenzollern Köprüsü Köln’ün demiryolu trafiğinin en işlek noktalarından biri. Öyle ki köprüden günde 1500’ü aşkın tren geçiyor. Köprü trenlerle birlikte yalnızca yayalara ve bisikletlilere açık. Geçmişte kilitlerin ağırlığı nedeniyle köprüye zarar verdiği düşünülmüş ve binlercesi sökülmüş. Ama sökülen kilitlerin yerine yenilerinin gelmesi uzun sürmemiş görünüyor:) Kilitlerin toplam ağırlığının en az 40 ton olduğu tahmin edilse de köprünün statiğini etkilemediği ortada.
Hohhenzollern Köprüsü Ludwig Müzesi’nin ilerisinden başlıyor ve Old Town ile Messe Deutz bölgesini birbirine bağlıyor. Size önerim, köprüyü yürüyerek geçin ve katedral manzarası ile birlikte eski kent merkezini arkanıza alarak fotoğraf çekin. Burası Köln’ün meşhur “Instagram spot”larından biri:) Ve tabii, kilitlerle birlikte köprüde de fotoğraf çekmeyi unutmayın:)
4- Köln Gezi Rehberi: Fischmarkt
Gökkuşağını andıran rengarenk evleri ile ünlü Fischmarkt fotoğraf tutkunlarının kaçırmaması gereken yerlerden bir diğeri. Hohhenzollern Köprüsü’nün biraz ilerisinde yer alan meydandaki evlerin geçmişi 600 yıl önceye uzanıyor. Bu bölgedeki evlerin bir kısmı İkinci Dünya Savaşı sırasında bile zarar görmeden günümüze gelmeyi başarmış. Bazı evlerse biz gittiğimizde tadilata alınmıştı.
Fischmarkt’ta renkli evlerin arasında yükselen bir kilise dikkatinizi çekecek. Great St. Martin Kilisesi 1150 ile 1250 yılları arasında Roma döneminden kalma antik ambarların üzerine inşa edilmiş. Romanesk mimariye sahip olan kilise şehirdeki pek çok yapı gibi savaşta büyük ölçüde hasar görmüş ve aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş.
5- Old Town Sokakları (Alter Markt)
Arnavut kaldırımlı dar sokakları, dik çatılı tarihi evleri, kafe, restoran ve birahaneleriyle Köln’de gezmesi en keyif veren yerlerin başında Alter Markt yani eski kent meydanı geliyor. Aslında yukarıda saydığım tüm yapılar eski kent merkezinin birer parçası. Köln Katedrali’nden yürümeye başladığınızda kendinizi Orta Çağ dönemine ışınlanmış gibi hissetmeye hazır olun! Her yer o kadar fotojenik ki gezerken telefonunuzu elinizden bırakamıyorsunuz.
Bizim gibi noel döneminde giderseniz Alter Markt’ta kurulan Heinzelmännchen noel pazarını gezme fırsatı bulabilirsiniz. 1393 yılında inşa edilen Rathaus (Belediye binası), Tünnes & Schäl Heykeli ve Heinzelmännchen Çeşmesi de eski kentte görebileceğiniz yerlerden sadece birkaçı. Orta Çağ döneminde pazar yeri olarak kullanılan Alter Markt günümüzde pek çok mekana ev sahipliği yapıyor. Buradaki tarihi birahanelerden birine oturup Kölsch (Köln birası) eşliğinde keyif molası verebilirsiniz.
Alter Markt ile birlikte eski kent merkezinin ikinci büyük meydanı Heumarkt. Burası da noel döneminde ışıl ışıl noel pazarlarına ev sahipliği yapıyor. Buz pisti, dönme dolap, onlarca farklı yiyecek-içecek çeşidi ile benim de gezerken en çok eğlendiğim noel pazarı Heumarkt’taydı. Meydanda Prusya Krali Friedrich Wilhelm III’ün atlı heykelini görebilirsiniz. Noel döneminde buz pisti heykelin bulunduğu yere kuruluyor.
6- Çikolata Müzesi (Schokoladenmuseum)
Köln gezilecek yerler listemize farklı bir müze ile devam ediyoruz. Özellikle çocuklu ailelerin fazlasıyla eğleneceği bir müze önerisinde bulunmak istiyorum: Çikolata Müzesi. Kendinizi Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nda gibi hissedeceğiniz, çikolata kokuları eşliğinde gezerken aynı zamanda tadım yapabileceğiniz, hem göze hem damağa hitap eden bir müze burası.
Çikolata Müzesi kronolojik olarak kakao çekirdeklerinin çikolataya dönüşüm sürecini adım adım anlatıyor. Bu yönüyle yetişkinler için ilgi çekici olduğu kadar çocuklar için de öğretici bir müze. İçeride Lindt’in çikolata üretimini canlı olarak izleyebiliyorsunuz. Müzenin en ilgi çeken yeri hiç şüphesiz çikolata şelalesi. Burada Ilık ılık akan çikolataya bandırılmış gofretinizi almayı unutmayın:)
Çikolata Müzesi’nin üst katında hediyelik çikolata satışı yapılıyor. Burada kendinize ve sevdiklerinize çikolata alabilirsiniz. Girişte de ücretsiz çikolata verildiğini de hatırlatayım. Müzeyi gezdikten sonra kafe bölümünde Ren Nehri manzarasına karşı bir şeyler içebilirsiniz. Çikolata Müzesi Heumarkt’a beş dakikalık yürüyüş mesafesinde.
Çikolata Müzesi Giriş Ücreti:
- Yetişkinler için hafta içi: 14.5 euro
- Hafta sonu: 16 euro
- 6 yaş altı çocuklar için giriş ücretsiz
- 6-18 yaş arası çocuklar için hafta içi 8.5 euro
- Hafta sonu: 10 euro
Çikolata Müzesi Ziyaret Saatleri:
Haftanın her günü: 10.00-18.00
*Kış döneminde belirli aylarda pazartesi günleri ziyarete kapalı olabilir, gitmeden önce sitesinden kontrol etmeyi unutmayın.
7- Schildergasse
Köln Almanya’nın alışveriş cenneti olarak bilinen bir şehir. “Köln’de nereden alışveriş yapılır?” diyorsanız öncelikle Schildergasse’yi listenizin üst sırasına eklemeyi unutmayın. Neumarkt metro istasyonu ile önünde inebileceğiniz Schildergasse şehrin en uzun alışveriş caddelerinden biri. Peki burada hangi mağazalar var? İlk önerim, TK Maxx.
Kıyafetten ayakkabıya, ev dekorasyonundan kozmetiğe aradığınız her şeyi bir arada bulabileceğiniz dört- beş katlı bir mağaza. Fiyatlar nasıl derseniz, montlar 40 euro’dan başlıyor, kıyafetler 20 euro’dan. Ben TK Maxx’ten rüzgar ve yağmur geçirmeyen Nautica marka kışlık bir mont aldım, fiyatı 100 euro. Çok çeşit var, zaman ayırıp tek tek incelemeniz gerekiyor. O yüzden Köln’de alışverişe en az yarım gün ayırın derim:)
Köln’de alışveriş için ikinci önerim Avrupa’nın bir diğer ucuzluk mağazası Primark. Buradan da epey bir şeyler aldım. Fiyatlara örnek verecek olursam, kışlık kalın çorapların çifti 4 euro, termal taylar 8 euro, kazaklar 10-20 euro, ugg benzeri botlar 8 euro.
Zalando Outlet, Zara, H&M, Apple Schildergasse’de yer alan mağazalardan sadece birkaçı. Almanya’nın kozmetik mağazaları DM ve Douglas’ta da fiyatlar bizdekinden çok daha uygun olduğu için uğramanızı öneririm. Burada yer alan Peek&Cloppenburg mağazası için ayrı bir parantez açmak istiyorum. Binanın tasarımı yukarıdan balinaya benzetilerek, tamamen çelik ve camdan yapılmış. Tasarımı ise İstanbul Modern Müzesi’nde de imzası olan Renzo Piano’ya ait.
Schildergasse ile birlikte Hohe Strasse de Köln’de alışveriş yapabileceğiniz caddelerden bir diğeri. Köln Katedrali’nin bulunduğu yerden başlayan Hohe Strasse’de çok sayıda giyim, ayakkabı, kozmetik mağazasını bulmanız mümkün.
8- Köln Gezilecek Yerler: Belçika Mahallesi (Belgisches Viertel)
Köln gezi rehberine şehrin en havalı semti ile devam ediyoruz! Görsel şölen sunan tarihi binaları, tasarım butikleri, bar, kafe ve restoranlarıyla Belçika Mahallesi Köln’ün diğer bölgelerine göre daha farklı bir havaya sahip.
Burada yer alan sokakların isimleri Belçika şehirlerinden verilmiş; tabelalarda Gent, Brüksel, Antwerp gibi şehirlerin isimlerini görmeniz mümkün. Hem yerel halk hem turistler için şehrin cazibe merkezlerinden biri olan Belçika Mahallesi’nin kalbinde, 1902-1906 yılları arasında inşa edilen neo-Romanesk mimarisiyle dikkat çeken St. Michael Kilisesi bulunuyor. Bölgeyi renklendiren duvar resimleri de görülmeye değer.
Vintage mağazalar, kitapçılar, antika dükkanları, sanat galerileri ve her damak zevkine hitap eden restoran-kafeleriyle Belçika Mahallesi’nde oldukça keyifli zaman geçirmeniz mümkün. Belçika Mahallesi’ne geldiğinizde 1235 yılında inşa edilen ve Köln’e giriş sağlayan on iki kapıdan en önemlisi olarak bilinen Hahnentor Kapısı’nı görmeyi unutmayın. Eğer noel zamanı gelirseniz Rudolfplatz olarak da bilinen şehrin en güzel noel pazarlarından birinin bu tarihi kapının bulunduğu meydanda kurulduğunu hatırlatayım.
Köln gezi listenize ekleyebileceğiniz diğer yerler:
- Kolumba Müzesi
- Triangle
- Flora ve Botanik Bahçesi
- Rheinpark
- Ehrenfeld
Köln’e Ne Zaman Gidilir?
Almanya’nın en büyük karnavalının Köln’de düzenlendiğini biliyor muydunuz? Her yıl 11 Kasım’da saat 11.11’de başlayan Köln Karnavalı (Karneval) boyunca rengarenk kostümlerle geçit törenleri, gösteriler ve partilerle genci yaşlısı birlikte eğleniyor. Köln Karnavalı yılda iki kere düzenleniyor, Kasım ve Şubat ayında. Her ne kadar eğlenceli bir deneyim olsa da eğer Köln’e ilk kez geliyorsanız insan selinden gezmeniz zor olabilir:)
Köln’e gitmek için bence en güzel zamanlardan biri noel pazarlarının kurulduğu kasım ayının son haftası ile aralık ayının ortası. Evet, hava soğuk oluyor ama noel pazarlarını gezerek yeni yıl ruhunu yaşamak bile başlı başına bir keyif. Üstelik, Avrupa’nın en iyi noel pazarları listesinde her daim yer alan bir şehir Köln. Ve bu unvanı kesinlikle hak ediyor!
Köln’e kışın gitmek istiyorsanız öncelikle termal içlik ve taylarınızı hazırlayın derim:) Bu arada Berlin, Hamburg, Münih gibi şehirlere kıyasla Köln’de kış çok daha ılıman geçiyormuş. Ülkenin batısında yer aldığı için aşırı bir soğuk yok ama ülkemizle kıyaslayınca, bize soğuk geliyor:) Yanınıza mutlaka şemsiye de alın, zaten kış boyu hava hep kapalı. Bir anda yağmur başlayabiliyor. Su geçirmeyen bot, eldiven, kalın bir atkı ve bere de kış seyahatlerinin olmazsa olmazlarından. Biz Kasım sonu Köln’deydik, hava gündüz 1-2 derece, gece ise eksilere düşüyordu. Aman ince giyinip de hasta olmayın sonra:)
Köln Otel Tavsiyesi: Köln’de Nerede Kalınır?
Biz Köln seyahatimizde, şehrin en huzurlu bölgelerinden Medipark’ta yer alan NH Collection Köln Mediapark’ta konakladık. Gönül rahatlığı ile tavsiye edebileceğim bir otel, üç gün boyunca en ufak bir sıkıntı yaşamadık. Otel konum olarak katedral meydanına 20 dakikalık yürüyüş mesafesinde. Ama bizim günlük ulaşım kartlarımız olduğu için çoğunlukla toplu ulaşım kullandık. Otele beş dakikalık yürüyüş mesafesindeki Hansaring durağından Dom yani Köln Katedrali S-Bahn ile sadece 1 durak.
Odamızın manzarası harikaydı, hem katedral hem gölet manzaralı odada konakladık. Kahvaltı dahil konaklamak işimizi çok kolaylaştırdı, sabahları ne yesem diye düşünmek, mekan aramak özellikle kış seyahatlerinde daha zor oluyor. Kahvaltı açık büfe ve oldukça doyurucuydu.
Odaların temizliği, çalışanların ilgisi ve güleryüzlü olmaları oteli öne çıkaran detaylar arasında. NH Collection Köln Mediapark’ta gecelik konaklama ücreti 85 euro’dan, kahvaltı dahil konaklamak isterseniz 125 euro’dan başlıyor. Otelin detaylarını buradan inceleyebilirsiniz.
Köln Şehir İçi Ulaşım
Köln’ün özellikle eski şehir kısmını yürüyerek gezmek fazlasıyla keyifli. Ama özellikle bizim gibi kışın seyahat ediyorsanız gezilecek yerlerin tamamını yürümeniz soğukta zorlayıcı olur. O yüzden Köln seyahatinizi planlarken önemli detaylardan biri de şehir içi ulaşım konusu. Köln metro, tramvay, tren ve otobüs hatlarıyla ulaşımın kusursuz işlediği bir Avrupa şehri. S-Bahn ismini verdikleri hızlı trenlerin yanı sıra U-Bahn metroları da ulaşımda sıkça tercih edebileceğiniz seçeneklerden biri. Biz gezimiz boyunca tramvayı da fazlasıyla kullandık. Size tavsiyem, gitmeden önce buradan ulaşım haritasını indirin ve gideceğiniz durakları işaretleyin.
Eğer Köln Card alırsanız hem ulaşım araçlarını ücretsiz kullanabilir hem de müze girişlerinde ve bazı aktivitelerde indirimden yararlanabilirsiniz. Peki, nedir Köln Card? Nereden alınır, detaylıca bahsedeyim.
Köln Card Nedir?
Köln Card pek çok Avrupa şehrinde olduğu gibi turistlere özel hazırlanmış, şehri keşfetmeye yardımcı olan bir kart. Kullanacağınız süre boyunca şehir içi ulaşımdan sınırsız faydalanabiliyor, aynı zamanda katılacağınız turlarda, alışverişlerde, müzelerde, restoranlarda indirimlerden yararlanabiliyorsunuz.
Köln Card Fiyatı Ne Kadar?
İki tane Köln Card seçeneği var:
1- 24 saatlik Köln Card: 9 euro
2- 48 saatlik Köln Card: 18 euro
Seyahat planınıza hangisi uygunsa o kartı tercih ederek Köln gezinizi daha konforlu ve bütçe dostu hale getirebilirsiniz. Örneğin Köln Card aldığınızda Ludwig Müzesi’ne 2.20 euro, Çikolata Müzesi’ne 2.88 euro indirimli girebiliyorsunuz. Tek binişlik bilet ücretinin 3.20 euro olduğunu da hesaba katarsak Köln Card epey avantajlı oluyor.
Köln Card’ınızı buradan online olarak satın alabilir, Köln Turizm Ofisi’ne gidip temin edebilirsiniz.
Köln’ün Neyi Meşhur?
Giriş kısmında da bahsettiğim gibi Köln ismi İngilizce “Cologne” yani kolonyadan geliyor. 1700’lü yıllarda ilk kez Köln’de üretilen “Eu de cologne” Köln suyu Köln’den ne alınır ya da Köln’ün neyi meşhur diyenlerin tercih edeceği ilk şey olabilir. Neumarkt’taki 4711 Parfümeri Köln’den kolonya alabileceğiniz adreslerden biri. Burayı farklı kılan özellikse içeride kolonya havuzunun olması. Devamlı kolonya akan musluktan elinize ve boynunuza kolonya sürebiliyorsunuz:)
4711 aynı zamanda bir kolonya müzesi gibi dekore edilmiş. Parfümerinin üst katında 4711 markasının kurulduğu 1700’lü yıllardan günümüze uzanan kolonya şişeleri sergileniyor. Fiyatlara gelecek olursam, küçük boy 4711 kolonyalar 7 euro’dan başlıyor. Boyutlarına göre 20 ile 50 euro arasında değişiyor. İçeride sadece kolonya yok, aynı kokudan üretilmiş sabun, duş jeli, vücut losyonu gibi farklı alternatifleri de bulmak mümkün. Kendinize ya da sevdiklerinize Köln’den özel bir hediye almak isterseniz aklınızda bulunsun:) 4711 mağazasının konumuna buradan ulaşabilirsiniz.
Köln Yeme İçme Notları
Köln’de her damak tadına hitap eden lezzetler bulmanız mümkün. Köln’e geldiğinizde açılışı ilk olarak Kölsch birası ile yapın derim! Köln’ün meşhur içkisi Kölsch bu zamana kadar içtiğim en hafif bira. Asla midenizde ağırlık hissetmiyorsunuz, bu özelliği ile benim favorim oldu diyebilirim! 0.2 cl’lik özel bardaklarla servis edilen Kölsch birasını denemek için brauhaus ismi verilen birahanelerden birine gitmenizi öneririm.
Köln Mekan Tavsiyesi: Früh
Köln’de nerede yemek yenir diyenlere ilk tavsiyem Früh. Burası Köln’ün en meşhur brauhaus’u yani birahanesi. Ama burada sadece Kölsch içmekle kalmıyorsunuz aynı zamanda Köln mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerini deneme şansı buluyorsunuz.
Früh Köln’ün en eski birahanesi, 1900’lü yılların başından günümüze dek hizmet veren mekanın atmosferi de oldukça etkileyici. Neden mi? İçeriye girdiğinizde sizi onlarca farklı oda karşılıyor. Mekan öylesine büyük ki lavaboya gideceğiniz zaman yolu aklınızda tutun yoksa kaybolabilirsiniz, benden söylemesi:)
Früh’ün yemek menüsü oldukça zengin. Mekanda uzun yıllardır hizmet veren Yakup abi sayesinde damak tadımıza en uygun yemeklerle muhteşem bir akşam geçirdik. Alman mutfağı domuz eti ağırlıklı olduğu için Yakup abi bize en uygun seçenekleri sıraladı. Sadece Kasım ve Aralık ayında servis edilen kaz yemeği (gaensebraten) ile birlikte tavuk schnitzel söyledik. Yanına da yine Köln mutfağına özgü kırmızı lahana kavurması istedik.
Kars’ta da oldukça meşhur olan kaz yemeğini ilk kez Köln’de denemiş oldum. Açıkçası bu kadar lezzetli olduğunu tahmin etmemiştim. Eğer siz de yeni yıla yakın zamanda Köln’e gelirseniz Früh’te kaz eti denemenizi tavsiye ederim. Sıcak servis edilen pancar kavurmasına da bayıldık! Yemek sonrası kapanışı Almanya’nın meşhur apfelstrudel’i ile yaptık (elmalı turta) Vanilyalı çikolata sos ile birlikte harika uyum sağlamıştı.
Fiyatlara gelecek olursam; kaz yemeği 29.5 euro, tavuk schnitzel 20.5 euro, lahana kavurması 3.7 euro, Kölsch 2.30 euro, elmalı turta 8.5 euro. Früh’e sadece Kölsch içmek için de gelebilirsiniz ama yemeklerini denemenizi öneririm. Früh konum olarak Köln Katedrali’nin arkasında kalıyor. Akşam yemeği için gitmeyi düşünüyorsanız rezervasyon yaptırmanızı öneririm.
Ludwig Restaurant
Köln mekan önerisi isteyenler için bir diğer önerim Ludwig Müzesi’nin içerisinde şık dekorasyonu ve lezzetli yemekleriyle öne çıkan Ludwig Restaurant. Menüde Alman mutfağından seçkiler sunulsa da damak tadımıza uyan pizza, makarna, tavuk ve et yemekleri de bulunuyor.
Biz Ludwig Müzesi’ni gezdikten sonra öğle yemeğimizi burada yedik. Başlangıç olarak pesto soslu domates çorbası ve mevsim salatası istedik. Domates çorbası porsiyon olarak oldukça büyüktü o yüzden tek porsiyon iki kişi için gayet yeterli geldi. Ana yemek olarak parmesanlı spaghetti ve yanında şarapla lezzetli bir yemek molası oldu.
Ludwig Restaurant’ta sadece yemek servisi yok, burası aynı zamanda kafe. Kahve-tatlı ikilisi için de tercih edebilirsiniz. Özellikle müzeyi gezdikten sonra yorgunluk atmak için keyifli bir yer. Biz kışın gittiğimiz için içeride oturduk ama yazın giderseniz bahçe bölümü de var. Ludwig Restaurant konum için tıklayın.
Köln Noel Pazarı Lezzetleri
Köln’e noel pazarlarının açık olduğu zamanda giderseniz yemek konusunda çok fazla alternatifiniz var demektir. Şehrin dört bir yanında kurulan noel pazarlarında ayak üstü bir şeyler atıştırabilir, sıcak şarap eşliğinde eğlencenin tadını çıkarabilirsiniz. Peki Köln noel pazarlarında sizi hangi lezzetler bekliyor?
Wurst: Almanya’nın meşhur sosislisi noel pazarlarının vazgeçilmez lezzetleri arasında başı çekiyor. Ağırlıklı olarak domuzdan yapılsa da vegan sosis seçeneği de var. Biz onu tercih ettik, gayet lezzetliydi. Ekmeği biraz küçük ama yine de atıştırmak için tercih edilebilir. Fiyatlar 5-6 euro aralığında. Üzerine ücretsiz olarak ketçap ve hardal sos sıkabiliyorsunuz.
Kartoffelpuffer: Bildiğimiz patatesli mücver aslında. Patatesleri yumurta, un ve baharatlara bulayıp yağda kızartıyorlar. En sık görebileceğiniz noel pazarı yiyeceklerinden biri.
Waffle: Noel pazarlarını gezerken her köşe başında baş döndüren çikolata kokusu fazlasıyla cezbedici olabiliyor:) Waffle ve krep Köln noel pazarlarında en çok görebileceğiniz tatlılar arasında. Fiyatlar 4-8 euro arasında değişiyor.
Glühwein: Sıcak şarapsız noel pazarı düşünülemez elbette. Almanların “glühwein” olarak adlandırdıkları sıcak şaraplar buz gibi hava ısınmak için en ideal seçeneklerden biri. Sıcak şarabın fiyatı 4.5 euro, bardak içinse 3 euro depozito ücreti alıyorlar. Eğer bardağı iade ederseniz 3 euro’yu geri alıyorsunuz ama bence etmeyin çünkü tasarımları çok şık. Bardağın kendisini almak isteseniz hediyelik eşya dükkanlarında 6 euro’ya satıyorlar:)
*Köln’de ne yesem diyenler için bir diğer önerim Five Guys🙂 Hamburgeri zaten çok lezzetli ama asıl övgüyü patatesleri hak ediyor! Daha önce yiyenler ne demek istediğimi anlamıştır:) Patatesi büyük boy söylerseniz iki kişi çatlayana kadar yersiniz, o kadar büyük:) Hamburger 10.40 euro, büyük boy patates 7.95 euro, içecek 3.95 euro ve sınırsız içebiliyorsunuz. Ücretsiz yer fıstığınızı almayı unutmayın:)
Köln ile ilgili daha detaylı bilgileri Instagram @seyahatimgeldi hesabımda bulabilir, daha fazla gezi önerisi için beni takip edebilirsiniz.