Hafızama kazınan filmlerden biridir Çizgili Pijamalı Çocuk. Küçük Bruno’nun Shmuel ile arkadaşlık kurması ve kendilerine eğlenceli bir dünya yaratmaları ile başlayan ancak sonu bir o kadar hazin biten o film… İnsanın içini burkan filmin bir bölümü de Terezin Kampı’nda çekilmişti…
Prag’a 1.5 saat uzaklıkta bulunan ‘’Ölüm kasabası’’na giderken bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Etraf sanki hala ölüm kokuyordu. Derin bir sessizliğin hakim olduğu kampın bulunduğu alana geldiğinizde yakın tarihin en büyük vahşetine tanık olma hissi inanılmazdı. Daha kampın içine girmeden boğazım düğümlenmiş, ellerim buz kesmişti. Mekanın ruhu var sözüne ilk defa inandım.
Hapishane olarak kullanılmaya başlayan ancak 1940’tan sonra Naziler tarafından işgal edilip Yahudi toplama kampına dönüştürülen Terezin’e yaklaşık 30.000 mahkum getirilmiş. Mahkumlar ‘’Arbeit Macht Frei’’ Türkçe çevirisi ile ‘’Çalışmak Özgürlüktür’’ yazısının bulunduğu kapıdan ‘’çalışma’’ vaadi ile kamplara toplanmış. Öyle ağır şartlarda çalıştırılmışlar ve yaşamışlar ki! (buna yaşamak denir mi bilemiyorum) izlerini hala görebilmek mümkün.
Toplu kalınan yatakhaneler (yaklaşık 150 kişi!) işkencenin başka bir boyutu. Tahta yataklarda uyumaya mahkum edilmelerinin yanı sıra sadece 1 tuvalet haklarının olması da kanınızı donduruyor.
Kampın içerisinde bulunan tünel herkesin geçmeye cesaret edemeyeceği türden. Zifiri karanlık olan tünelde yaklaşık 500 metre yürüdükten sonra (klostrofobiniz yoksa) açık alana çıkıyorsunuz. Burası Yahudiler’in dar ağacında idam edildiği ya da silahla vurulduğu alan ve temsili heykel.
Kampta göstermelik olarak yaptırılmış ve tertemiz kalmış tek yer olan tıraş odası ise insanın içini ayrı burkuyor. Denetlemeye gelenlere şartların iyi olduğunu gösterebilmek adına yapılan bu yeri ne yazık ki hiçbir mahkum kullanamamış. Üstelik denetlemeye gelenler musluğu çevirip suyun akıp akmadığını bile kontrol etmemişler! Etselermiş su bağlantısının bile yapılmamış olduğu gerçeği ile yüz yüze kalabilirlerdi!
Pianist, La Vita a Bella, Schindler’s List ve daha niceleri… Soğuk camın ardından izlemek de acı veriyor ama gerçeğin yüzünüze tokat gibi çarptığı Terezin Kampı sizi tarihe tanıklık etmeye çağırıyor. Tabii yüreğiniz kaldırırsa!