Hamburg, Almanya’nın kuzeyinde yer alan ve ilk andan itibaren sizi şaşırtmayı başaran bir şehir. Eğer Almanya’daki diğer şehirleri biraz fazla “düzenli” ya da “mesafeli” bulduysanız, Hamburg’la tanıştığınızda fikriniz tamamen değişebilir. Kanallarla örülü sokakları, kırmızı tuğlalı tarihi yapıları ve deniz kokusunu taşıyan liman atmosferiyle Hamburg adeta İskandinavya havası estiriyor. Yakın zamanda hem Kopenhag hem de Stockholm’e seyahat etmiş biri olarak bu şehirde kendimizi yeniden kuzeyde gibi hissettik. Ve şimdiye kadar gezdiğimiz Alman şehirleri arasında bizi en çok Hamburg etkiledi!
Yakında Hamburg’a seyahat etmeyi planlıyorsanız sizler harika önerilerim var. Bu yazıda ulaşım seçeneklerinden konaklama tavsiyelerine, gezilecek yerlerden yeme içme duraklarına ve alışveriş önerilerine kadar Hamburg’la ilgili ihtiyacınız olan her detayı bulabilirsiniz. Şehrin ruhunu hissedebileceğiniz rotalar, yerel ipuçları ve kişisel önerilerle Hamburg’u adım adım birlikte keşfedelim.
Instagram hesabımda (@seyahatimgeldi) Hamburg gezimizin tüm detaylarını paylaştım, öne çıkan hikayelere ve postlara göz atmayı unutmayın:) Dilerseniz blogdaki Köln ve Berlin yazılarıma da göz atabilirsiniz.
Hamburg Havalimanı’ndan Şehir Merkezine Nasıl Gidilir?
Yazının İçindekiler
Hamburg Havalimanı (Flughafen Hamburg) şehir merkezine 8.5 km uzaklıkta bulunuyor ve ulaşım da oldukça kolay. Uçaktan iner inmez pasaport kontrolü sonrası tabelaları takip ederek S Bahn trenleriyle şehir merkezine ulaşabilirsiniz. S1 banliyö treni havalimanı ile şehir merkezi arasında en hızlı ve pratik ulaşım seçeneklerinden biri. Havalimanından bineceğiniz S1 treniyle yaklaşık 30 dakika içinde Hauptbahnhof (Hamburg Ana Tren Garı)’na ulaşıyorsunuz. Üstelik tren her 10 dakikada bir kalkıyor, bu da hiçbir planı kaçırmadan şehre hızlıca karışabileceğiniz anlamına geliyor.
Hamburg Havalimanı-şehir merkezi arası tren bileti ücreti 3.9€ ve biletleri istasyondaki otomatlardan ya da HVV (Hamburg’un ulaşım ağı) uygulaması üzerinden kolayca alabiliyorsunuz. Otomatlarda Türkçe dil seçeneği de bulunuyor. Dilerseniz günlük ya da kısa süreli kartlarla da ulaşımı çok daha ekonomik hale getirebilirsiniz.
Hamburg Şehir İçi Ulaşım Ücreti 2025
- Şehir içinde kullanacağınız tek kişilik bilet ücreti: 2.1€
- Günlük bilet: 7.8€
Hamburg’ta çoğu yer birbirine yürüyüş mesafesinde ama bizim gibi kış aylarında giderseniz toplu taşımayı daha fazla kullanmak isteyebilirsiniz. Hem tüm toplu taşıma araçlarında sınırsız kullanabileceğiniz hem de müze girişlerinde ve pek çok aktivitede indirim sağlayan Hamburg Kart satın alabilirsiniz. Eğer grupsanız çok daha avantajlı olduğunu söyleyebilirim. Hamburg Kart’ı buradan inceleyebilir ve satın alabilirsiniz.
Hamburg’da Nerede Kalınır?
Hamburg, konaklama seçenekleri açısından oldukça zengin bir şehir. Ama bence bu şehirde nerede kaldığınız deneyiminizi doğrudan etkiliyor. Çünkü Hamburg’un her semti bambaşka bir ruh taşıyor. İster hareketli bir şehir hayatı isteyin, ister daha sakin ve lokal bir atmosfer… Hamburg’da her zevke göre bir mahalle var.
Altstadt (Eski Şehir Bölgesi)
Tarihi yapılar, alışveriş caddeleri, restoran ve kafelerle Hamburg’un kalbi burada atıyor. Eğer Hamburg’a ilk kez geliyorsanız, her yere kolayca ulaşmak ve yürüyerek şehri keşfetmek istiyorsanız bu bölgeyi tercih edebilirsiniz. Altstadt bölgesindeki otelleri buradan inceleyebilirsiniz.
HafenCity
Hamburg’un dünyaca ünlü kentsel dönüşüm projesi olan HafenCity bizim de konaklamak için tercih ettiğimiz bölge oldu. Altstadt bölgesine 15-20 dakikalık keyifli bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz gibi bu bölge hem kalabalıktan uzak hem de çok nezih. Elbphilharmonie ve kanalların çevresinde dolaşmak bile başlı başına bir deneyim. HafenCity bölgesindeki otelleri buradan inceleyebilirsiniz.
St. Georg
Hamburg Hauptbahnhof’a (ana tren istasyonu) çok yakın olmasıyla ulaşım açısından pratik bir bölge. Burada daha uygun fiyatlı otel seçenekleri bulabilirsiniz Ancak biraz daha kalabalık ve kozmopolit olduğu için özellikle akşam saatlerinde dikkatli olmakta fayda var. St. Georg bölgesindeki otelleri buradan inceleyebilirsiniz.
St. Pauli
Hamburg’un eğlence hayatının merkezi burası! Gece hayatı, barlar, canlı müzik mekânları arıyorsanız St. Pauli tam size göre. Özellikle gençlerin sıkça tercih ettiği bir bölge ama sessiz sakin bir tatil planlıyorsanız burası biraz fazla hareketli olabilir. St. Pauli bölgesindeki otelleri buradan inceleyebilirsiniz.
Hamburg Konaklama Tavsiyesi: 25Hours Hotel HafenCity
Hamburg seyahatimizde konakladığımız otel, şehirdeki deneyimimizi kesinlikle bir üst seviyeye taşıdı: 25hours Hotel HafenCity. Konum olarak şehrin en popüler bölgelerinden biri olan HafenCity’de yer alıyor. Modern liman dokusu ve Elbe Nehri kıyısındaki yürüyüş yollarıyla çevrili bu bölge konaklama için oldukça ideal. Biz çoğu yere yürüyerek rahatça ulaştık ama isterseniz en yakın metro durağı (Überseaquartier) sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesinde.
Otelin iç tasarımı ise gerçekten hayranlık uyandırıcı; modern, yaratıcı ve her köşesi ayrı bir karakter taşıyor. Girişte sizi karşılayan oyun odasında langırt ve bilardo masası var; ayrıca plak dinleyebileceğiniz özel bir alan da bulunuyor. Eğer uzun bir günün ardından rahatlamak isterseniz, otelin saunası da gece yarısına kadar hizmetinizde.
25Hours Hotel HafenCity’de konakladığımız odamız geniş, ferah ve konforluydu. Renkli tasarım detayları ve sıcak atmosferiyle kendimizi evimizde gibi hissettik. Sabahları ise otelin açık büfe kahvaltısı güne harika bir başlangıç yapmamızı sağladı. Taze kruvasanlar, zengin peynir çeşitleri, nefis omletler ve taptaze portakal suyu… Hem göze hem damağa hitap eden gerçek bir lezzet şöleni!
Eğer siz de Hamburg’da konforlu, merkezi ve şık bir otel arıyorsanız 25hours Hotel’i buradan inceleyebilirsiniz!
Hamburg’a Ne Zaman Gidilir?
Hamburg yılın her döneminde ziyaret edilebilecek bir şehir olsa da seyahat tarihini belirlerken hava koşulları ve gün ışığı süresi önemli bir etken. Biz Hamburg’a 2025 Şubat sonunda gittik. Kışın saat 16.00 civarında hava kararmaya başlıyor, dolayısıyla gezilecek yerleri görmek için sabah erken saatlerde yola çıkmakta fayda var. Kar yoktu ama gri ve soğuk bir hava karşıladı bizi!
Eğer uzun yürüyüşler, açık hava gezileri ve bol bol fotoğraf çekmek istiyorsanız Hamburg’u bahar aylarında ya da yaz başında ziyaret etmenizi öneririm. Mayıs’tan Eylül’e kadar günler daha uzun, hava ise çok daha ılıman oluyor. Ayrıca yaz aylarında Elbe Nehri kıyısında vakit geçirmek, açık hava konserlerine katılmak, Alster gölü çevresinde yürüyüş yapmak eminim ki çok keyifli olur. Planlamanızı yaparken Hamburg’un iklimine göre hazırlıklı olmakta fayda var; kışın sıcak tutan kıyafetler, bahar ve yazın ise yağmura karşı ince bir mont ve şemsiye mutlaka valizde olmalı! Almanya’nın havası çok değişken :))
Hamburg’da Kaç Gün Kalınır?
Hamburg, öyle bir şehir ki hem sakin bir liman kasabasının huzurunu hem de büyük bir Avrupa şehrinin dinamizmini aynı anda sunuyor. Bizim ilk gidişimiz olduğu için 3 gecelik bir Hamburg gezisi planladık ve bu süre şehri doyasıya keşfetmek için oldukça idealdi. Merkezdeki çoğu yere yürüyerek ulaşmak mümkün olduğu için ulaşımda zaman kaybetmeden oldukça verimli zaman geçirdik.
Vaktiniz biraz daha genişse Hamburg çevresinde günübirlik ziyaret edilebilecek çok güzel şehirler var. Lüneburg, yarım saatlik tren yolculuğu ile ulaşabileceğiniz pastel renkli evleri ve romantik sokaklarıyla masalsı bir kasaba. Biraz daha farklı bir atmosfer arayanlar için Lübeck de harika bir seçenek. Orta Çağ’dan kalma mimarisiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Yaklaşık bir saat uzaklıktaki Bremen ise rengârenk evleriyle ünlü Schnoor Mahallesi ve müzikli masallarıyla içinizi ısıtan bir şehir. Dilerseniz 2 saatlik tren yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Berlin’i de gezi listenize dahil ederek tek gidişte iki büyük Alman şehrini görebilirsiniz.
Hamburg Gezilecek Yerler
Hamburg, kendine has mimarisi ve denizle iç içe yapısıyla adeta tablo gibi bir şehir. Her köşesinde farklı bir atmosfer var; bu yüzden gezerken hem çok yönlü hem de çok keyifli bir rota sizi bekliyor.
Altstadt (Eski Şehir Merkezi)
Hamburg’un tarihi merkezi olan Altstadt, şehri keşfetmeye başlamak için en doğru yer. Dar sokakları, gotik mimarili yapıları ve geçmişten bugüne uzanan atmosferiyle adeta sizi zaman yolculuğuna davet ediyor. Altstadt bölgesine geldiğinizde dikkatinizi çekecek olan ilk tarihi yapı Rathaus (Belediye Binası) binası. 1897 yılında yapımı tamamlanan Rathaus günümüzde hala şehrin yönetim merkezi olarak kullanılıyor.
Görkemli dış cephesi ve göz alıcı mimarisiyle Rathaus esinlikle görülmeye değer. Rathaus’un iç avlusunu gezmek ücretsiz ama dilerseniz rehberli turlarla daha detaylı keşfedebilirsiniz. Eğer Hamburg’a noel zamanı gitmeyi planlıyorsanız Almanya’nın en ihtişamlı noel pazarlarından birinin Rathaus meydanında kurulduğunu hatırlatayım.
Jungferstieg ve Alster Gölü
Rathaus’tan kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz Alster Gölü’nün güney kıyısında yer alan Jungfernstieg, Hamburg’un en zarif ve hareketli bölgelerinden biri. Hem yerel halkın hem de turistlerin favori buluşma noktalarından olan bu cadde lüks mağazalar, şık kafeler ve göz alıcı vitrinlerle dolu. Özellikle alışveriş yapmayı seviyorsanız bu bölge tam size göre!
Jungfernstieg’in ismi geçmişte Hamburglu ailelerin pazar günleri genç kızlarını (Jungfern) evlilik çağına uygun eş adaylarıyla tanıştırmak için bu caddede gezdirmesinden geliyor. Bugünse bu tarihi cadde Alster Gölü manzarası eşliğinde yürüyüş yapmak, kahve içmek ya da küçük bir tekne turuna çıkmak için harika bir durak. Yaz aylarında Alster Gölü’nde yapılan tekne turlarının kalkış noktalarından biri de burası. Biz kışın gittiğimiz için burada çok fazla vakit geçiremedik ama bahar ve yaz aylarında Alster Gölü çevresinde yürüyüş yapmak ve tekne turuna katılmak çok keyifli olur!
St. Nikolai Kilisesi (Yıkık Kilise)
Hamburg gezilecek yerler listemize şehrin tarihi noktalarından biri ile devam ediyoruz. İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan hava saldırıları nedeniyle büyük bir kısmı yıkılan St. Nikolia Kilisesi günümüzde savaş anıtı olarak ziyaret ediliyor. İnşa edildiği 1874 yılında “Dünyanın En Yüksek Yapısı” unvanına sahip olan St. Nikolai Kilisesi şu an Hamburg’un en yüksek ikinci yapısı olarak biliniyor.
Kilisenin eski halinin fotoğrafları birkaç heykelle birlikte açık havada sergileniyor. Dilerseniz kulesine asansör ile çıkıp Hamburg manzarasını bir de buradan izleyebilirsiniz. Kuleye çıkış ücreti 6 euro. Aldığınız biletle hemen yan tarafındaki kilise müzesini de gezebileceğinizi unutmayın.
Hamburg Gezi Rehberi: Nikolaifleet
Sırada Hamburg’un kartpostallık bir köşesi var. “Fleet” Almanca’da kanal anlamına geliyor ve Hamburg sokaklarında dolaşırken bu kelimenin hakkını fazlasıyla veriyor şehir. Her köşe başında karşınıza çıkan su yolları arasında en dikkat çekici olanı ise Nikolaifleet. Burası yalnızca bir kanal değil; aynı zamanda Hamburg’un en eski yerleşim noktalarından biri.
Tarihi binaların suya yansıyan görüntüsü, pastel tonlardaki cepheler ve nostaljik havasıyla adeta bir film sahnesini andırıyor. Eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsanız Nikolaifleet kesinlikle rotanızda olmalı. Günün hangi saati giderseniz gidin, ışığın suyla dans ettiği bu atmosferde büyülenmemek elde değil.
Hemen yanı başındaki Deichstraße ise Hamburg’un en güzel caddelerinden biri olarak kabul ediliyor. Kanala paralel uzanan bu tarihi sokak, 17. ve 18. yüzyıldan kalma şehir evleriyle çevrili. Şirin kafeler, butik dükkânlar ve geleneksel Alman mimarisiyle dolu bu caddeyi keşfetmek Hamburg’un geçmişine kısa ama etkileyici bir yolculuk yapmak gibi.
Hamburg Müzeleri: Miniatur Wunderland
Dünyanın en büyük demiryolu minyatür müzesinin Hamburg’da olduğunu biliyor muydunuz? Hamburg’daki Miniatur Wunderland 9000 metrekarelik alanda 300 binden fazla figürü, 1300’den fazla treni, uçakların iniş kalkış yaptığı havaalanıyla sizi bambaşka bir dünyaya götürüyor. Tek bir biletle 14 farklı bölümde İtalya’dan Amerika’ya Almanya’dan İsviçre’ye, Brezilya’dan İskandinavya’ya kadar adeta paralel evrende dünyanın minyatür halini geziyorsunuz.
Üstelik bu müzede her şey interaktif, tek bir tuşla trenleri ve araçları hareket ettirebiliyorsunuz. Her 15 dakikada bir ışıklar sönüyor, tüm müzeyi bir de gece haliyle keşfediyorsunuz. Sadece çocuklar için değil yetişkinler için de gezmesi inanılmaz keyifli, sırf bu müze için Hamburg’a gelinir.
Miniatur Wunderland Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri:
Miniatur Wunderland Müzesi giriş ücreti yetişkinler için 20€, 16 yaşından küçükler için 12.5€, 1-3 yaş arası çocuklara ücretsiz. Dünyanın en ünlü müzelerinden biri olduğu için her daim kalabalık, bu yüzden biletinizi internet sitesinden satın almanızı öneririm. Gitmek istediğiniz saat aralığını seçip dilediğiniz kadar içeride kalabiliyorsunuz. Müzenin ziyaret saatleri değişiyor ama haftanın her günü açık. Cuma-cumartesi günleri gece yarısına kadar ziyaret edilebiliyor, kapanışa yakın saatlerde bilet ücreti 14-15€’ya düşüyor. Biz sabah 07.30 civarı gitmiştik, henüz çok kalabalık değilken rahatça gezdik. Fırsatınız varsa sabah erken gitmenizi ve en az iki saatinizi ayırmanızı öneririm. Miniatur Wunderland biletinizi buradan alabilir, ziyaret saatlerini daha detaylı inceleyebilirsiniz.
Chilehaus
Hamburg’un en ikonik yapılarından birine gidiyoruz, sırada Chilehaus var. 1924 yılında Alman mimar Fritz Höger tarafından tasarlanan bu muazzam bina adeta bir geminin pruvasını andırıyor. Şili ile ticaret yapan zengin bir iş adamının isteği üzerine inşa edilen bu yapıya Chilehaus yani Şili Evi adı verilmiş. Süslemeleri, heykelleri ve geniş iç avlusuyla adeta göz kamaştırıyor. Günümüzde ofislere, restoranlara ve kafelere ev sahipliği yapan Şili Evi 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilmiş.
Hamburg Gezilecek Yerler: Speicherstadt
Hamburg’un kalbinde yer alan Speicherstadt dünyanın en büyük depo kompleksi olarak UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen bu bölge, kentin ticaret geçmişini gözler önüne seren etkileyici bir mimariye sahip. Gotik ve neo-gotik stilin harmanlandığı kırmızı tuğlalı binalar, dar su kanalları boyunca yükselirken ortaya kartpostallık görüntüler çıkıyor.
Bir zamanlar kakao, kahve, halı ve baharat gibi değerli ürünlerin saklandığı bu depolar, bugünlerde Hamburg’un kültürel mirasını yaşatan müze ve galerilere ev sahipliği yapıyor. Özellikle Uluslararası Denizcilik Müzesi ve Miniatur Wunderland (Dünyanın en büyük model tren sergisi) Hamburg’un en ünlü müzeleri arasında.
WasserSchloss (Su Şatosu)
Speicherstadt’ın en çok fotoğraflanan Hamburg’un simge yapısı kanalın tam birleştiği noktada zarifçe yükselen Wasserschloss (Su Şatosu). İki kanal arasında yer alan bu nostaljik yapı, adeta bir masaldan fırlamış gibi. Şehri simgeleyen kartpostallarda ya da Hamburg aramalarında karşınıza ilk çıkan manzara işte tam da burası! Gündoğumu ya da gün batımında bu bölgeyi ziyaret etmek unutulmaz kareler yakalamanızı sağlayabilir. Özellikle Poggenmühlenbrücke köprüsünden bu manzarayı fotoğraflamak hem turistlerin hem fotoğrafçıların vazgeçilmezi. Wasserschloss günümüzde restoran olarak hizmet ediyor. Dilerseniz bir şeyler yemek için listenize ekleyebilirsiniz.
HafenCity
Hamburg’un en yeni semti olan HafenCity, Avrupa’nın en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri. Modern yaşamın, çalışma alanlarının ve eğlence mekanlarının mükemmel bir uyum içinde harmanlandığı bir yer. Eski sanayi bölgelerinin bu kadar estetik ve sürdürülebilir bir şekilde dönüştürülmesi, kentsel dönüşümün ne kadar büyük bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.
Cam cepheli gökdelenler, yaratıcı ofisler ve şık apartmanlar bölgeye gerçekten dinamik bir hava katmış. Ayrıca proje sadece yapıları değil, aynı zamanda sosyal altyapıyı da geliştirmeye odaklanıyor. Yürüyüş yolları, parklar ve kültürel alanlar gibi unsurlar da buradaki yaşam kalitesini artırıyor. Bu tür kentsel dönüşümler Türkiye’de de örnek alınabilir. İstanbul gibi büyük bir şehirde, HafenCity’nin sürdürülebilirliği ve topluluk odaklı yapısını görmek harika olurdu. Bu bölgeyi gezdiğinizde “keşke bizde de böyle olsa” duygusunu ister istemez hissediyorsunuz.
HafenCity’nin ortasında öyle bir yapı var ki henüz yeni yapılmasına rağmen bölgenin hatta şehrin simgesi haline gelmiş durumda: Elbphilharmonie.
Elbphilharmonie
Hamburg’un modern mimarisi ile kültürel mirasının mükemmel bir birleşimi olan Elbphilharmonie, nam-ı diğer Elphi, Hamburg gezilecek yerler listenize mutlaka eklemeniz gereken yerlerin başında geliyor. Elphi, sadece dünyaca ünlü orkestraların ve sanatçıların sahne aldığı devasa bir konser salonu olmanın ötesinde içeride bir seyir terası, restoran, otel ve hatta daireler gibi birçok farklı mekan barındırıyor!
Elbe Nehri’nin kıyısında, Hamburg’un tarihi liman bölgesindeki eski bir depo binasının üzerine inşa edilen yapı, camdan yapılmış “dalga” formuyla dikkat çekiyor. Eski ve yeninin bu denli uyumlu bir şekilde bir araya gelmesi beni gerçekten hayrete düşürdü. 2017 yılında şehre kazandırılan Elbphilharmonie, günümüzde Avrupa’nın en ünlü konser salonlarından biri olarak öne çıkıyor.
Elbphilharmonie’nin şehri 360 derece izleyebileceğiniz harika bir seyir terası bulunuyor. Bu teras, ‘Plaza’ olarak biliniyor ve her gün 10:00 ile gece 12:00 arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Ancak giriş ücretsiz olsa da gişeden bilet almanız gerektiğini unutmayın. Plaza’ya giriş için biletler internet sitesi üzerinden 3 euro’ya satılıyor; bu avantajla gitmek istediğiniz saat dilimini seçebilir ve gişede beklemeden hızlıca geçiş yapabilirsiniz. Eğer kalabalık bir dönemde gitmiyorsanız gişeden biletinizi ücretsiz alabilirsiniz. Yani ekstra ücret ödemenize gerek yok.
Elbphilharmonie, aynı zamanda dünyanın en iyi akustiğine sahip konser salonlarından biri olarak kabul ediliyor. Özellikle 2100 kişilik Büyük Salon (Grand Hall) ses dalgalarının mükemmel bir şekilde tüm salona eşit dağılabilmesi için ünlü Japon akustik uzmanı Yasuhisa Toyota tarafından özel olarak tasarlanmış. Hamburg seyahatimizde bu muazzam salonda unutulmaz bir deneyim yaşadık ve nefis bir konser izleme şansı bulduk. Aurora Orkestrası ve Güney Afrikalı çellist Abel Selaocoe’nin büyüleyici performansı, gerçekten fazlasıyla etkileyiciydi. Eğer Hamburg’a seyahat etmeyi planlıyorsanız, Elbphilharmonie’nin Büyük Salonu’nda bir konser izlemeyi mutlaka tavsiye ederim. Elbphilharmonie’nin resmi sitesinden etkinlik takvimini kontrol edebilir, gitmeyi planladığınız tarihe uygun biletinizi alabilirsiniz. Ancak, biletler genellikle aylar öncesinden tükeniyor, bu yüzden son dakikaya bırakmamanızda fayda var!
Eski Elbe Tüneli
Hamburg’da fazladan vaktiniz varsa, şehrin en eski tünellerinden biri olan Elbe Tüneli’ni de listenize ekleyebilirsiniz. 1911 yılında inşa edilen bu tünel, Elbe Nehri’nin iki ucunu birbirine bağlayan tarihi bir yapı. Tünelin 426 metre uzunluğunda ve 24 metre derinliğinde olduğunu düşününce, burada yürümek oldukça etkileyici bir deneyim. Tünele asansörle iniyorsunuz ve eski taş duvarlar arasında yürüyerek karşı kıyıya geçebiliyorsunuz. Eskiden araçların da geçiş yaptığı bu tünel, günümüzde sadece yaya ve bisikletlilere açık. Buraya gelmişken Landunsbrücken köprüsünde liman manzarasını izleyebilir, dilerseniz tekne turlarına katılabilirsiniz.
Reeperbahn
Hamburg’un eğlence ve gece hayatıyla ünlü bölgesi Reeperbahn aynı zamanda Beatles’ın kariyerinin başladığı yer olarak biliniyor. 1960’lı yıllarda, dünyaca üne kavuşmadan önce, Beatles burada, küçük barlarda sahne alarak müzik yolculuklarına başlamış. Reeperbahn’ın girişinde, Beatles’a adanmış bir meydan bulunuyor, burada grubun silüetini simgeleyen metalden yapılmış anıtı görebilirsiniz. Meydanın zemininde ise Beatles’ın ünlü şarkılarının isimleri yazılı.
Reeperbahn’da tıpkı Amsterdam’daki gibi Red Light sokağı var; ismi Herbertstraße. Ama bu sokağa kadınların ve 18 yaşından küçük çocukların girmesi yasak. Reeperbahn bizim Hamburg’da en sevmediğimiz bölge oldu, görmeseniz de bir şey kaybetmezsiniz diyebilirim.
Hamburg Yeme İçme Notları
Hamburg’da denizle iç içe olması sayesinde taptaze balıklarla hazırlanan geleneksel lezzetlerden Alman mutfağının doyurucu tariflerine kadar her damağa hitap eden seçenekler bulmak mümkün. Hamburg’da gittiğimiz mekanları ve önerilerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
*Hamburg’a gidip de hamburger yemeden dönmek olmaz dedik ve şehrin ünlü hamburgercilerinden biri olan Dulf’s Burger’e gittik. Şehirde 3 ayrı şubesi var, biz St. Pauli şubesini tercih ettik. Cheeseburger’ını denedik, ancak bize her yerde bulabileceğiniz standart bir burger gibi geldi. Tadı fena değil, ancak daha farklı ve lezzetli burgerler arayanlar başka alternatifleri de tercih edebilir. Otto’s Burger şehirdeki bir diğer ünlü burgerci, biz deneyemedik ama belki gitmek istersiniz. Dulf’s Burger’de cheeseburger 15.5 euro, patates kızartması 4.9 euro.
*Hamburg’da tıpkı İstanbul’daki gibi “balık ekmek” kültürü oldukça yaygın. Hatta burada balık sandviçlerine Fischbrötchen deniyor. En popüler adreslerden biri ise Landungsbrücken köprüsünün altındaki 10. iskelede yer alan Brücke 10. Favorimiz; dışı çıtır içi yumuşacık kızarmış morina filetosuyla hazırlanan Backfischbrötchen ve sebzeli balık köftesiyle sunulan Fischfrikadella oldu. Taptaze ekmek arası servis edilen bu lezzetlere eşlik eden tartar sos gerçekten çok başarılıydı. Üstelik fiyatları da oldukça uygun (4,5–5,5 € civarı). En güzeli de tüm bunları Elbe Nehri kıyısında, deniz havasını içinize çekerek yiyor olmanız.
*Hamburg’da hem atmosferi hem de lezzetleriyle bizi etkileyen bir diğer mekan Edmondo oldu. Burası, şehrin en ünlü İtalyan restoranlarından biri ve kesinlikle denemeye değer. Ortam inanılmaz şık, yemekler ve servis ise tek kelimeyle muazzam. Biz, parmesanlı trüf mantarlı makarna ve pizza denedik. Kapanışı da tiramisu ile yaptık. Edmondo, sadece yemekleriyle değil, atmosferiyle de oldukça özel bir deneyim sunuyor. Gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Parmesanlı trüflü makarna 25 euro, Margherita pizza 16 euro, tiramisu 9 euro.
*Hamburg’da yemeklerinden oldukça memnun kaldığımız restoranlardan biri de otelimizin girişinde yer alan Heimat Restoran oldu. Burası Alman mutfağının geleneksel tatlarını modern bir dokunuşla sunuyor ve öğle ile akşam için iki farklı menüsü bulunuyor. Bizim favorimiz hardal sosla servis edilen balık tabağıydı. (panfish) Gerçekten harika bir lezzet uyumu var, denemenizi öneririm. Fiyatı 22.5 euro.
*Kahve tutkunları için Hamburg’da harika bir önerim var! Miniatur Wunderland’in hemen yanında yer alan Kaffeeösteria’da, birbirinden lezzetli kahvelerin tadına bakabilirsiniz. Burası sadece kahve için değil, kahvaltı için de oldukça keyifli bir durak. Ama ufak bir not: Eğer kahvaltı yapmayı planlıyorsanız, özellikle hafta sonları sıra beklememek için mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririm. İçeride ayrıca özel kavrulmuş çekirdekler, şık kahve ekipmanları ve birbirinden güzel hediyelik eşyaların satıldığı bir bölüm de var, gelirseniz mutlaka gezmenizi öneririm.
*Alster Gölü kıyısında hem bir şeyler içip hem de manzaranın tadını çıkarabileceğiniz keyifli mekanlardan biri de ALEX. Kahve molası eşliğinde yorgunluğunuzu atabilir, göl manzarasına karşı güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Menüsü oldukça geniş; kahvaltıdan ana yemeğe, tatlıdan kokteyl çeşitlerine kadar pek çok alternatif bulabilirsiniz.
Hamburg Alışveriş Notları
Hamburg, alışveriş tutkunları için de oldukça cazip bir şehir. Lüks markalardan butik dükkanlara, tasarım mağazalarından vintage parçalara kadar her zevke hitap eden seçenekler bulabilirsiniz. Şehrin en popüler alışveriş caddesi Mönckebergstrasse büyük zincir mağazalar ve alışveriş merkezleriyle dolu. Eğer daha şık ve prestijli markalar ilginizi çekiyorsa, Neuer Wall caddesine mutlaka uğrayın.
Vintage ve tasarım ürünler arıyorsanız, Karolinenviertel ve Schanzenviertel gibi semtlerdeki butik mağazalar tam size göre. Alsterhaus ve Europa Passage şehrin en büyük alışveriş merkezleri arasında. Sadece Nivea ürünlerinin satıldığı Niveahaus’a da mutlaka uğrayın. Hem kendiniz hem sevdikleriniz için farklı hediyelik ürünler bulabilirsiniz. Almanya’da 50 euro ve üzeri alılverişlerinizden tax free alabileceğinizi de unutmayın. Hamburg’da fazladan zamanınız varsa ve outlet gezmeyi seviyorsanız şehre 1 saat uzaklıktaki Designer Outlet Neumünster‘i de listenize ekleyebilirsiniz.